bi anda oldu sonra bi baktım arkadan koydu
Merhaba. Adım Nesrin, evli ve 2 çocuğu olan, 37 yaşında bir bayanım. Bu siteyi yeni keşfettim. Okuduğum hikayeler fazla hoş. Benim de başımdan geçmekte olan yasak ilişkilerimi sizlere yazmak istiyorum. Önce kendimden biraz bahsedeyim. Boyum 1.62, kilom 60, Balık etli, bembeyaz teni olan, kara saçlı, kara gözlü, çatlakları dışında mükemmel vücudu olan, türbanlı, kapalı bir bayanım. Kocamla 18 yıldır evliyiz. Gençlik yıllarımızda da kocamla harika günler geçirdik. Son birkaç yıldır cinsel yönden biraz duraklama dönemine girdik. Kocamın işi nedeniyle yorgun olması, üstüne de yaşam şartları eklenince, kocamla ilişkiye giremez olmuştuk. Çocukların dersleri için internet gerekiyordu. Böylece biz de internetle tanışmış oluyorduk. Derken günler haftaları haftalar ayları kovaladı. Okey oynamasını çocuklardan öğrenmiştim. İşte ne olduysa o okey yüzünden oldu…
Nazmi ile de okey oynarken tanışmıştım. Oyun esnasında o kadar şakacı ve espiriylidi ki, onunla oyun oynamadan duramıyordum. Birkaç hafta derhal derhal hergün beraber oynuyorduk. Bir gün benden MSN adresimi istedi. Ben de olmadığını söyledim. Gerçekten o ana kadar aklımdan bile geçmemişti. MSN adresim olsa kocamın tepkisi ne olurdu bilemiyordum, ama eminim fazla kızardı. Nazmi israrla Webcamda beni görmek istiyordu. Doğrusu ben de onu merak ediyordum. Sonra çocuklardan birisinin MSN adresi aklıma geldi. Onu kendisine yazdım. Bana da çocukların MSN’ine girmemi, sonra da kendi MSN’inini yazıp kabul etmemi söyledi. Dediklerini aynen yerine getirmiştim. İlkkez birine Webcam açıyordum. İlk gördüğümde biraz yadırgamıştım. Sonra günler geçtikçe ona alışmaya başladım. Bu benim için bir ilkti. Kocamdan sonra, bu kadar içli dişli konuştuğum ilk kişiydi.
MSN işini hallettikten sonra Webcamda sohbet etmeye başlamıştık. Webcamda ilk kez birbirimizi gördüğümüzde, bana fazla güzel olduğumu söyleyip, iltifat üzerine iltifatlar yapıyordu. Nazmi’yle ilişkimiz gittikçe değişik bir hal alıyordu. Şakayla jülide bana erotik hikayeler anlatırken altımın ıslandığını hissediyordum. Sonunda konuyu cinselliğe kadar getirmişti. Bana içimi hoş eden iltifatlarda bulunuyordu. Benim için ilk olan bu tür konuşmalar nedeniyle heyecanlanıyor ve kalbimin hızlı bir şekilde küt küt atmasına sebep oluyordu. Günlerden Salıydı, çocuklar okulda, eşim işteydi. Öğlen vakti Webcamda yine sohbet etmeye başlamıştık. Webcamda sohbet ederken türbanımı başımdan çıkarmıyordum. Benim o halim kendisini fazla etkilediğini söylerken ne demek istediğini anlıyordum, ama bunu kendisine belli etmiyordum.
Ayağa kalkmamı, boyumu görmek istediğini söylerken, dediklerini yapmaya başlamıştım. Aslında onunla sohbet ederken en güzel elbiselerimi giyiniyordum. O gün üzerimde üstten ak bir gömlek, alttan ise dizlerime kadar uzanan kara renkli bolca bir etek giymiştim. Gömleğin altındaki göğüslerim sütyeni yırtacakmış gibi duruyordu. Nazmi’nin sadece başı görünüyordu, ama yerinde duramadığını farkedebiliyordum. Belime göre kalçalarım büyüktü, ama bu Nazmi’nin fazla hoşuna gitmiş olmalı ki, yalvarırcasına elbisenin altındaki o harika vücudmu görmek için dünyaları feda edebileceğini yazarken iltifat üstüne iltifat ediyordu. Yazdıklarını okurken amım resmen ıslanmıştı.
Israrla göğüslerimi görmek istiyordu. Her ne kadar olmaz desem de, sonunda onu kıramamıştım. Sütyenimin altında sıkışmış memelerimi ona sunmaya başladım. Kocamdan sonra göğüslerimi gören ilk erkekti. Artık onun esiri olmuş gibiydim, ne istese yapıyordum. Nazmi artık yerinde duramıyordu. Bana göğüslerimi avuçlayıp okşamamı, uçlarını parmaklarımın arasına alıp ezmemi söylüyordu. Bu arada çaktırmadan amımı okşuyordum. Bir müddet göğüslerimle ilgilendikten sonra, kamerayı bacaklarıma doğru döndürmemi isteyince, “Lütfen daha ileri gitmeyelim!” diye ricada bulundum. Bu yaptıklarım fazla yanlıştı. Evli bir kadındım ve fazla korkuyordum. Ama ben ne söylesem de yarar etmiyordu.
Ayakta olduğum halde eteğimi yavaş yavaş külotuma çektim. Süt ak bacaklarım tamamen açılmıştı. Bu kadarla yetineceğini düşünürken, “Hadi aşkım, külotunu da görmek istiyorum, lütfeeenn!” dedi. Nazmi’nin bana ‘Aşkım’ demesi beni acaip şekilde etkilemişti. İlk kez o gün giydiğim pembe külotumu ona gösterirken, Nazmi, “Aşkım, sen sulanmışsın!” deyince utancımdan derhal eteğimi indirmiştim. Gerçekten amım öyle sulanmıştı ki, külotumun ağı sırılsıklamdı. Nazmi, “Aşkım, bu normal birşey, ayrıca bu senin sağlıklı olduğunu gösterir!” dedi.
Bir müddet kendime gelememiştim. Daha sonra bana, “Aşkım, benimkini görmek istermisin?” dediğinde heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım. Çünkü daha evvel kocamın sikinden öbür sik görmemiştim. Her ne kadar ben olmaz desem de, o çoktan kamerayı aşağı indirmişti. Ani boğazım düğümlendi. Oturduğum koltuktan kaçar gibi kalktım. Gördüğüm şey inanılır gibi değildi. Iri bir siki vardı, üstelik çokta uzundu. Nazmi beni görmüyordu, halbuki ben kenardan ona bakıyordum. Böyle bir siki rüyamda görsem inanmazdım. Kendimi davara binmiş gibi hissederdim. O kadar kalındı ki, o iri parmaklarıyla bile zor sarıyordu. Nazmi, “Aşkııım… Nerdesinnn?” diye yazarken, öyle azmıştım ki, o iri yarrağın amıma girmesi arzulamaya başladım. Doğrusunu isterseniz iki çocuktan sonra amımın deliği adi açılmıştı ve kocamın siki içini doldurmamaya başlamıştı. Sikerken bile girip girmediğini fazla hissetmiyordum. İkinci çocuktan sonra amımdan fazla arkamdan (Anal) ilşkiye giriyorduk. İlk zamanlar bu aksi ilişk**en acıdan öbür bir şey hissetmezdim, ama daha sonra alışmak zorunda kaldım.
Nazmi iri yarrağını okşarken, bir taraftanda, “Aşkııımm! Nerdesin? Ben de seninkini görmek istiyorum! Lütfeeennn!” diye yalvarıyordu. Bunu ben de istiyordum, ama amımı beğenmez diye korkuyordum. Bu kadar etkileneceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Cesaretimi toparlayıp yüzüm görünmeyecek şekilde karşısına oturdum. Sonra eteğimi yavaşça yukarı çektim, ardından külotumu indirdim. Heyecanımı yenmek için biraz beklediğimde, “Hadi aşkım, amını göster bana! Yalamak istiyorum onuuuu!” diyordu. Daha fazla dayanamadım, yavaş yavaş bacaklarımı araladım. O an kendime inanamıyordum, sadece adını bildiğim birine Webcamda amımı gösteriyordum. Amımın görüntüsü Webcamda hiçte fena değildi. Nazmi, “Ohhh! Çok güzelmiş aşkım! Daha evvel seninki gibi harika olan bir am görmedim. Yerim ben onuuu!” diye iltifat ediyordu. Amım sulanmış yanıyordu. Çeşit tür iltifatlarla beni dahada tahrik ederken, o iri yarrağından gözümü alamıyordum. O iri yarrağın amıma girmesini öyle istiyordum ki, bu nasıl olacaktı bir türlü kestiremiyordum.
Nazmi, “Aşkım! amının dudaklarını aç, içine girmek istiyorum, aç hadi, aaaç! Yarrağımı amına sokacağım!” diye yazdığında, bende beğeni ve heyecan birbirine karışmıştı. Kalbim küt küt atıyordu, soluk alamaz hale gelmiştim. Kölesi gibiydim, ne isterse yapıyordum ve bütün bu olanlara inanamıyordum. Hayatımda kocamdan başkası olmamıştı. Halbuki şimdi kocamdan sonra yabancı biri beni fazla daha fazla etkiliyordu. Yaklaşık 3 saattır sanal seks yapıyorduk. Başıma bir iş gelmeden bitirmek istiyordum, çünkü, çocukların okuldan gelme saatleri yaklaşıyordu. Ama Nazmi yazdıklarıyla beni öyle tahrik ediyordu ki, amımın içinden akan ak kaygan sıvılar deliğimin ağzını doldurmuştu. Nazmi’ye, “Hadi boşal artık! Çocuklar gelecek!” dediğimde, “Hadi sen de amını okşa da, beraber boşalalım aşkım!” dedi.
Karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Birkaç dakika sonra aka bir beğeni dalgasının kasıklarımı sıkıştırdığını hissettiğim anda, Nazmi de boşalmaya başlamıştı. Ama ne boşalma! Boşalma anını daha iyi görebilmem için Webcamı öyle bir ayarlamıştı ki, damarları iyice gerilmiş, fışkırtmasını görebiliyordum. O anda ben de Orgazm olup boşaldım. Daha evvel böylesine şiddetli boşalma yaşadığımı hatırlamıyordum. Ben saniyelerce Orgazm olurken, Nazminin yarrağından akan döller bir kahve fincanını dolduracak kadar çoktu. Üstelik ileri doğru fışkırıyordu. Onun o iri sikinden akan döllerin amıma fışkırmasını öylesine dilek ediyordum ki… Offf, off! inanamıyorum yaa, bu gerçekleşecekmiydi? Bugün ilklerle karşılaşıyordum. Yaptığım her vaka bir ilkti. İlk olan birşey daha vardı, aynı saat içinde ikinci kez boşalmıştım. Daha evvel peş peşe iki kez boşaldığım hiç olmamıştı.
Üzerimde tatlı bir yorgunluk oluşmuştu. Nazmi üstünü başını düzeltirken, ben de külotumu yukarı çekip, eteğimi indirdim. Nazmi, “Aşkım, pişman mısın?” dedi. “Hayır değilim!” dedim. Sonra yazmaya devam etti. Yazdıklarını okudukça içimi korkuyla beraber heyecan dalgası sarmaya başlamıştı, benimle buluşmak istediğini söylüyordu!
Aman Tanrım, bu nasıl olacaktı? Çeremde beni tanıyan herkes, mütevaziliğimin yanında, namusuna düşkün, tam bir aile kadını olarak biliyorlardı. Kapalı giyindiğim için eleştiren komşular, benim yabancı bir erkekle ilişkimi duyarsalar eminim inanmazlardı. Halbuki Nazmi, benimle buluşmak istiyordu. Birçok senaryo yazdı. Bunlardan bir tanesi kafama yatmıştı, bizim burda semt pazarı Salı günü kurulduğundan, o gün buluşmamız fazla daha basit olacaktı. Zaten Nazmi’yle aramızda taksiyle yarım saatlik yol vardı. O Kadıköy’de, ben Kartal’da oturuyordum. Nazmi, “Aşkım, bu planı daha sonra detaylı olarak kararlaştırırız, tamam mı?” diye yazdığında, ben de ilkkez, “Tamam aşkım!” dedim. Ona ‘Aşkım’ demiştim. “Öpüyorum aşkım! Sonra görüşürüz!” dedi. Aynı şekilde ben de karşılık verdikten sonra netten çıktık.
Bütün bu olaylar anlaşılmasın diye, Nazmi’nin öğrettiği gibi, bilgisayardan konuşma geçmişlerini sildim. Nazmi ile buluşup sikişmek için içimde karşı konulmaz bir dilek ve dilek vardı. Acep yaptığımız plan işe yarayacak mıydı?
BÖLÜM 2
Nazmi’yle Webcamda sanal yaşadığım o anlar aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasındaydı. Amım sik istiyordu, ama kocam her defasında götten yapmayı tercih ediyordu. Zaten, kocamın siki götümün o dar deliğini anca doldurabiliyordu. O gece fazla istekli olmama rağmen, kocam götüme boşaldıktan sonra arkasını dönüp uyumuştu. Bu hareketi beni her vakit sinirlendirmiştir. Karmakarışık düşünceler içersinde Nazmi’yi düşünerek uykuya daldım.
Fırsat buldukça Nazmi ile sanal seks yapıyorduk. Her seferinde bana, “Aşkım, ne vakit buluşuyoruz?” diye soruyordu. Bu gün yarın derken, bir Pazartesi tane olunca kendisine, “Aşkım kusura bakma seninle bir hafta görüşemeyeceğim.” dediğimde telaşlanmıştı. Nedenini anlattığımda rahatlamış, ikimiz de kahkahayı başmıştık. Tane olduğum için sanal sekse bir hafta ara verecektik. Adetimin 6. günü Pazara denk gelmişti. O akşam vücudumdaki bütün kılları temizleyip, vücudumun her yerini kaymak gibi pürüzsüz yapmıştım. Kısacası tam yalamalık olmuştum.
Pazartesi nete girdiğimde, Nazmi herzamanki gibi sanki beni bekliyordu. “Aşkıım, nerdesin yaaaa? Sen beni hasretinden öldürmek mi istiyorsun?” dedi. Yazışmamız uzadıkça uzadı ve iş yine aynı noktaya geldi, “Aşkım, ne vakit buluşuyoruz? Hem yarın sizin semtin pazarı değil mi? dedi. “Evet!” dediğimde, “Tamam işte… Yarın buluşuyormuyuz aşkım?” dediğinde, vücudumu tanım edemiyeceğim bir sıcaklık basmıştı. Heyecandan resmen titriyordum. Bir anda amım sulanmıştı. Nazmi’ye, “Bak aşkım, ben de buluşmak istiyorum, ama bu nasıl olacak ki? Ya görürlerse?” dediğimde, “Aşkım, Pazarın aksi istikametinde bir yere park edeceğim, sen de kendi arabanmış gibi gelip bineceksin, hepsi bu…” dedi. Plan hoşuma gitmişti, “Peki ya sonra?” dediğimde, her şeyi detayına kadar anlattı…
Bir arkadaşının sahilde dairesi varmış, arkadaşı tatilde olduğu için anahtarı da kendisine bırakmış. “İşte orası bizim aşk yuvamız olacak aşkım! Ne diyorsun?” dedi. Başımı tamam anlamında salladım. Nazmi, “Aşkım, saat kaça kadar zamanın var? Yada evden eşin ve çocuklar kaçta çıkıyor?” dedi. “Hep beraber çıkıyorlar, yani 8’de kahvaltılarını hazırlıyorum, 8.30’da evden çıkıyorlar.” dedim. Nazmi, “Bu fazla güzel aşkım! 5 saat kadar zamanımız var. İnan bana bu vakit zarfında sana öyle zevkler tattıracağım ki, bulutların üzerinde uçacaksın!” dedi. Yari merak, yarı endişeyle, “Neee? 5 saat beni mi sikeceksin? Manyaksın sen yaa! 5 saat sikiş mi olur!” diyerek alay ediyordum. “Evet 5 saat ^^^^^^^^^ seni!” dedi. “Ufak at, civcivler de yesin!” diye takılmıştım. Nazmi, “Öyle olsun! Yarın görürsün!” dedi. Salı günü saat 9.30 gibi beni arayacak, ben de 10 civarında pazara gider gibi evden çıkacaktım. Artık kararı vermiştim, yarın Nazmi ile buluşacaktım.
Heyecandan sabaha kadar doğru düzgün uyuyamamıştım. Sabah kocama ve çocuklara kahvaltı hazırlarken heyecandan titriyordum. Bir ara kocam, “Hayrola Nesrin, hastamısın? Yüzün kızarmış, ellerin titriyor?” dedi. “Bir şeyim yok, iyiyim…” dedim. “Haa, anladım!” dedi. Adetimin bittiğini söylemediğim için ona yorumlamıştı. Kapıda, “Hayırlı işler kocacığım. Çocuklar size de iyi dersler!” diyerek yolcu ederken kekeliyordum. Kapıyı kapatıp, sokakta kaybolana kadar pencereden onları izledim.
Kocam ve çocuklar gidince ilk işim banyoya girmek olmuştu. Bir gün evvel ağda ettiğim yerler pürüzsüz ve tertemizdi. Aynanın karşısında vücuduma bakıyordum. Doğum nedeniyle karın bölgemde biraz çatlaklar vardı. İnce belim, geniş kalçalarım, ufak yuvarlak memelerim, eminim Nazmi’nin hoşuna gidecekti. Derin bir çizgiyle ortadan bölünmüş amım patates gibi duruyordu. Gerdek gecesi bile bu kadar heyecanlı değildim. Komidinin çekmecesini açtım, bir müddet iç çamaşırlarıma baktım. Takım olan, ten rengi, şeffaf iç çamaşırda karar kıldım. Şeffaf olduğundan meme ucları ve amımın çizgisi anlaşılıyordu. Tam o sırada telefonum çaldı. Kalbim hızla atmaya başladı. Arayan Nazmi idi. Titrek bir sesle, “Efendim?” dedim. “Aşkım, Cevizli’de seni bekliyorum, halen çıkmadın mı?” dedi. “Şeeyy… ben ben şeyy, yani hazırlanıyorum, birazdan çıkarım…” dedim. Dilim tutulmuş, kekeliyordum. “Tamam aşkım, yalnız biraz çabuk et! Seni fazla özledim!” dedi. Cevap verememiştim, telefonu kapadım.
İç çamaşırlarımı giydikten sonra, üzerine kollu bir badi ve kara bir etek giydim. Başımı da al ağırlıklı türbanla örttüm. Biraz da renksiz bir ruj, hafif bir allıktan sonra, az da fondöten. Hafif bir makyaj yapmıştım. Evden çıkarken dikkat çekmemem lazımdı. Gerçi makyaj yapmama gerek yoktu. Kara parlak gözlerim, al dolgun dudaklarımın yanında pürüzsüz bir yüzüm vardı. Dedim ya, dikkat çekmemem gerekiyordu. Üzerime, her vakit giyindiğim yazlık kabanımı aldım. Son olarak, alçak topuklu ayakkabılarımı ayağıma taktım. Evden çıkmadan Nazmi’ye davet attım. Aradı, “Geliyormusun aşkım?” dedi. “Evden çıkmak üzereyim. Şu an nerdesin sen?” dedim. “Minibüs yolunda bekliyorum. Burda Belediyenin ekmek büfesi var, onun önündeyim, bildin mi?” dedi. “Eveeett! Sen orda bekle, ben geliyorum. Yalnız, arabayı nasıl tanıyacağım?” dedim. “Beyaz bir BMW, plakası 34 (…), arabanın yanına gelince kapıyı açıp öne oturursun.” dedi. “Tamam!” dedim, evin kapısını kilitleyip aşağıya indim.
Saat daha erken olduğundan dışarda kimseler yoktu. Hızlı adımlarla sokaktan uzaklaştım. Evle buluşma yeri arasındaki uzaklık sadece 6-7 dakikaydı. Yol ağzına geldiğimde Belediye ekmek büfesi önünde bekleyen ak bir otomobil gördüm. Biraz daha yaklaşınca plakadan tanıdım. Yolun karşısına geçtim. Arabanın içindeki Nazmi’yi tanıdım. Etrafı denetim ettikten sonra kapıyı açtım. Hızla öne oturdum ve “Bir gören olmadan gidelim hemen!” dedim. Kartal’a doğru hızla uzaklaştık. Birkaç dakika içinde kıyı yoluna çıktık. Otomobil fazla lükstü ve harika kokuyordu. O ana kadar tek sözcük etmemiştik. Yavaşlamaya başladı. Elini elimin üzerine koymuş, yavaş yavaş okşuyordu. “Eee aşkım, heyecanlımısın?” dedi. “Evet!” dedim. “İlk olduğundan normaldir. Birazdan rahatlarsın. Biliyormusun aşkım? Gerçekten fazla güzelsin!” dedi. Teşekkürle birlikte, “Sen de karizmatiksin!” dedim.
Arabayı müsait bir yere çekerek, bana doğru döndü ve “Yakından bakmak istiyorum sana aşkım!” dedi, başımı tutarak kendine doğru çekti. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Ben de aynı şekilde onun dudaklarına yapıştım. Uzun süre birbirimizin dudaklarını sömürdük. İlkkez kocamdan öbür bir erkekle öpüşüyordum. İnanamamıştım, ama inanılmaz şekilde hoşuma gitmişti. Daha evvel arabada hiç öpüşmemiştim. Zaten hiçbir vakit arabamız olmamıştı. Nazmi elleriyle oramı buramı ellemeye başlamıştı. Bcaklarımı okşuyor, memelerimi yoğuruyordu. “Dur yapmaaa! Burda olmaz! Birileri görebilir!” dedim. “Tamam aşkım, aşk yuvamıza gidelim!” dedi.
Sahil yolundan bir müddet gittikten sonra bir sokağa girdi. Birkaç dakika sonra lüks bir binanın önünde durdu. Adım adım sikilmeye gidiyordum. Arabadan indikten sonra koluna girmemi söyledi, dikkat çekmememiz için öyle gerekiyormuş. Asansöre bindik ve 3. katta indik. Dairenin kapısını açıp içeri girdik. Artık art dönüş yoktu, Webcamda gördüğüm o iri sikini yemeden burdan çıkış olmayacaktı. Bunu kendim istemiştim.
Üzerimdeki kabanı alıp astı. Belimden tutarak lüks bir salona geçtik. Gerçekten mükemmel döşenmişti. Ben salonu incelerken, Nazmi’nin abes durmaya niyeti yoktu, belimden tutarak dudaklarıma yapıştı. Çekingenliğimi atmış, karşılık veriyordum. Zaten oraya bunun için gitmemişmiydim? Başımda türbanım halen duruyordu, öpüştükçe öpüşüyorduk. Elleri rahat durmuyordu, göğüslerimi, kalçalarımı, bacaklarımı, derhal derhal her yerimi okşuyordu. Sulanmaya başlamıştım. Herşey o kadar hızlı gelişiyordu ki. Önce badiyi, sonra da eteğimi indirdi ve “Ohhh, harikasın aşkım!” dedi. Şeffaf külotum fazla hoşuna gitmişti. Sütyenin üzerinden, göğüslerimi dişliyor ve sıkıyordu. öbür eliyle amımı avuçlamış, bacaklarımın arasını okşuyordu.
Kollarımı boynuna dolamış öpüşürken, göbeğime değen sertliğin büyüklüğü, beni tedirgin ediyordu. Bu sertliği yokladığımda kalınlığı inanılmaz haldeydi. Ben de rahat durmuyordum, kemerini çözüp pantolonu aşağı inince, işim daha da kolaylaşmıştı. Ak bir Boxer giyiyordu, ama içinde sanki iri bir canavar vardı. Yoklarken gövdesini avuçlamıştım. Aman Tanrım, inanılır gibi değildi. Parmaklarımla, ancak yarısını sarabiliyordum. Sakın korktuğumu sanmayın, benim için enteresan olan, öyle bir sikin varlığı idi. Zaten Nazmi’de böyle bir sik olduğu için onunla buluşmuştum. Kocamı aldatacaksam, mutlaka böyle bir sikle aldatmalıydım.
İnlemelerimiz salonda yankılanıyordu. Daha doğrusu inleyen bendim. Harika beğeni alıyordum. Sütyenimi çıkarmış, memelerimin ucunu dudaklarıyla sıkıştırmış, içine çekiyordu. Öyle çekiyordu ki, sanki uçları kopacaktı. Bir müddet böyle devam etti. Sonra yavaş yavaş göbeğimi yalarken külotumu topuklarıma indirdi. Artık çırılçıplaktım. Iri elleriyle kalçalarımı okşarken, dudakları amıma inmişti. Önden bakınca çizgi gibi görünen yeri yalıyordu. Yalamanın şiddeti artınca vücudumu ağzına bastırıyordum. Boşalmak üzereydim, ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum. Aka bir zevkle boşalmaya başladım. “Ooh ohh!” diye saniyelerce kasılırken, iliklerime kadar titremiştim.
Kocamın bile yalamadığı amımı öbür bir erkek tiksinmeden yalıyordu. Bu harika zevki kocam bana yaşatmamıştı. Böyle bir erkeğe değil amımı, isterse götümü bile seve seve verirdim. Nazmi yalamaya devam ederken ani ayağa kalktı. Artık sikiş zamanının geldiğini anlamıştım. Boxerini çıkardığında hür kalan siki sağa sola yaylanarak sallanıyordu. Uzunluğu neredeyse dirseğimle bileğimin arası kadar vardı. Daha sonra kendisine sorduğumda 23 cm demişti. Kalınlığı yanında ise kolum ince kalıyordu. Kalınlığından değil de, boyundan çekiniyordum. Bir keresinde amımın derinliğini ölçmek için amıma patlıcan sokmuştum. Sonra patlıcanın işaretlediğim yerini ölçtüğümde, 19 santim vardı…
BÖLÜM 3
Komşu kadınlar arasında sohbet ederken, kocasını aldatanlara, “Orospuluk onun içinde var, kocası ne yapsın?” diye laflarken, aynı vaziyet benim başıma gelmişti. Birazdan Nazmi’nin orospusu olacaktım. İnanın bana bunda benim bir suçum yoktu. Her kadın kuvvetli bir erkek tarafından sikilmek ister. Kocamın kendini tatmin etmekten öteye gitmediği bir ortamda böyle bir ilşkiye ihtiyacım vardı.
İkimiz de çırılçıplaktık. Nazmi’nin sikine kilitlenmiştim. Iri ucunun yanında, gövdesindeki şişmiş damarlar ona değişik bir hava veriyordu. Nazmi, “Aşkım, bir mesele mu var?” dedi. Ben de, “Yo yoo, insanın inanası gelmiyor. Kocamınki aklıma geliyor da, içimden gülesim geliyor!” dedim. Beni dizlerimin üzerine çömeltip, “Hadi aşkım! Şimdi dizi sende, yala da hünerlerini göreyim!” dedi. Doğrusunu isterseniz, daha evvel hiç sik yalamamıştım ve bunu Nazmi’ye de belli etmek istemiyordum. Acemi bir şekilde ucunu öpüyordum. Ucunda biriken kaygan bir sıvı dudaklarıma yapışıyordu. Bütün bunlar olurken öyle sulanmıştım ki, am suyum baldırlarımdan aşağı süzülüyordu…
Nazmi, “Anladım aşkım! Sanırım daha evvel kocanla böyle bir şeye kalkışmadın. Döşek odasına geçelim de, daha rahat sikişiriz aşkım!” dedi. Ayaklarımı yerden kesip kucağına aldı. Ben de bacaklarımı beline doladım. Dilini ağzımın içine sokup, dudaklarımı emerken, siki kalçalarıma değiyordu. Öpüşürken sırt üstü yatırdı. Beline sardığım bacaklarımı çözdükten sonra, içime girmesini beklemeye başladım. Nazmi, “Hazır mısın aşkım?” dedi. “Hazırım aşkım! Sik beni, artık dayanamıyoruum!” diyebilmiştim. Bacaklarımı iyice açtıktan sonra kendide müsait pozisyona geçti. Bacaklarım ayrıldığından olsa gerek amımın dudaklarının gerildiğini hissettim…
Eğilip diliyle amımı iyice ıslattıktan sonra doğruldu, sikini gövdesinden tutup, o iri ucunu, amımın ağız kısmına değdirdi. O anda ürpermiştim. Sonra o katı gövdesini birkaç kez ileri art devinim ettirerek, sikini amıma sürttü. Her şeyimle hazırdım. Amım ıslanmış, kilitorisim kabarmış, meme uclarım şişmişti. Sabun gibi kaygan amımın deliğine sikinin ucunu ayarladı. Alıştırmak için, belini ileri art devinim ettiriyordu. Amımın ağız kısmı gevşerken, yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Amımın ufak dudakları gerildi, zorlandı, ama pes etmedi. Iri ucunu soktu, ardından gövdesi de içeri girdiği anda, ben, “Oohhh!” diye inledim. Sesim, odanın duvarlarında yankılanmıştı. Sadece kafası girdiği halde, “Aşkıım! Lütfeeenn, yavaş yavaş sok!” diyebilmiştim.
Küçük ufak ritimlerle ileri art belini oynatırken, her seferinde derine, daha derine giriyordu. Hayalini kurduğum sik artık içimdeydi. Amımın deliği sabunlanmış gibi kayıyordu. Bu kayganlık, sikinin daha rahat devinim etmesine sağlıyordu. Vakit geçtikte hızlı hızlı ileri art devinim ederek sokmaya başladı. Kalınlığı tamamen içimi doldururken inanılmaz beğeni alıyordum. “Ohhh Nazmi, sakın durmaaa! Ahh, ohhhh, ağğğııhhh… İşte bu! Erkek dediğin kadınını böyle sikmeli!” diye ağzımdan saçma sapan sözler dökülüyordu. Kocamın siki yüzünden fazla geniş sandığım amımın deliği, zevkten zonkluyordu. Vakit vakit dibine çarpan uzunluğu midemi deler gibiydi. Nazmi işini harika yapıyordu. Dudaklarıma yapışmış öperken, elleriyle de göğüslerimi yoğuruyordu.
Bir ara merak edip, “Aşkım, hepsi giriyor mu?” diye sordum. “Görmek istermisin?” dedi. “Evet!” dedim. Zorlandığımı hissettiğim sırada sikine baktım. Gerçektende bir kaç santimi girmiyordu. Ama kalınlığı harikaydı. Nazmi hızlanmaya başlamıştı. Sürtünme nedeniyle amımın deliği yanıyordu. O anda zevkten kasılmaya başlamıştım, “Ohh aşkım, geliyorum, geliyorum, devam et lütfeenn!” diye yalvarırken, Nazmi daha da hızlandı. “Korunuyormusun aşkım? dedi. “Ohhh, eveeettt, eveeettt!” diye inledim. Belimi tutup, hızla kendine doğru çekerken, katı katı sikiyordu amımı. İşte tam o anda beynim uyuşmaya, kasıklarım sıkışmaya başladı. Beğeni dalgasının bütün vücudumu sarmaya başladığı anda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Aman Tanrım, bu ne zevkti öyle! “Ahh! Ohhh! Ahhh! Ohhh!” diye inlemelerim Nazmi’yi daha da çoşturmuştu. Boşalmam bittiği anda, o da kasılmaya başladı. Döllerinin sıcaklığı içimi yakıyordu. Hem sikiyor, hem boşalıyordu. Bana göre dakikalarca boşalmıştı.
Hareketleri yavaşlayınca üzerimden çekilip yanıma uzandı. İkimiz de yorgun bir halde odanın tavanına bakıyorduk. Mesut olup olmadığımı sordu. Dudaklarından öpüp, “Aşkım! Ben böyle bir beğeni daha evvel yaşamadım!” dedim. “Bu alıştırma dönemi, akşama daha fazla var!” dedi. “Ne yani, yine yapacakmıyız?” dedim. “Aşkım, dedim ya, bu alıştırma dönemi, evvel çorbayı içtik, daha sonra ana yemek, üzerine de tatlı yiyeceğiz!” dediğinde, ikimiz de kahkahayı basmıştık. “Manyaksın sen yaa… Bu kadarı bana fazla bile!” dedim. Yorgundum, ama sike de doymuştum. Saate baktığımda saat, 11’e geliyordu. Yaklaşık 4 saatimiz daha vardı. İçime boşaldığı için amım vıcık vıcıktı. Duş almak için kalktığımda, amımın deliğinden car cur diye sesler gelmeye başladı. Amımın içinden hava ile beraber döller çıkmaya başladı. Nazmi, “Yerlere akmasın aşkım, arkadaşa ayıp olur!” dedi. “Taman aşkım!” dedim, elimi amıma kapatarak banyoya gittim.
Tuvalet kağıdıyla tampon yapıp amımdaki döllerin çıkması için banyoda, dakikalarca beklemiştim. Kocam, bir yıl biriktirse bile, bu kadar dölü amıma boşaltamazdı. Önce ben, sonra da Nazmi duşumuzu aldık. İkimiz de çırılçıplak olduğumuz halde ben mutfağa geçtim. Nazmi’yi bilmem, ama ben fazla acıkmıştım. Mutfakta yiyecek olarak birşey yoktu, “Aşkım ben fazla acıktım!” dedim. Nazmi de dolabın üzerindeki numarayı arayıp kebapçıdan siparişler verdi. Siparişlerin gelmesini beklerken Nazmi’ye, “Aşkım, seninkinin inik hali bile fazla büyük! O kadar iri şeyi nasıl aldım inanamıyorum… Peki, sen benimkini nasıl buldun?” diye sordum. Nazmi kahkahayla, “Kadın milleti işte, evvel almaya korkarlar, sonra da yine yine isterler. Seninkine gelince, gerçekten fazla güzel amın var. Üstelik senin düşündüğün gibi geniş te değil. Bence oldukça dar!” dediğinde, bu fazla hoşuma gitmişti. Demek ki amımı beğenmişti…
Bu ilk sikiş bana yetmişti, ama sanırım bu bugün son olmayacaktı. İlk sikilmem gerçekten mükemmel geçmişti. Komşuların dediği gibi, ben de artık tam bir orospu olmuştum. Ve eminim ki, komşularımın içinde en aka yarrağı ben yemiştim. Benim için, hiç bir şeyden haberi olmayan biri olarak laf eden komşularım, bu yaptığımı duysalar acep ne derlerdi? Bu yaşadıklarımı henüz onlardan kimseye anlatmadım, ama buraya yazıp, beni hiç tanımayan insanlarla paylaşmak istedim. Bunları yazmak ve sizlerle paylaşmak beni bir nevi rahatlatıyor. Ayrıca 31’cilerin okurken beni dilek ettiklerini düşünmek bile heyecanlandırıyor ve amımın ıslanmasına sebep oluyor…
BÖLÜM 4
Nazmi salona geçmiş, fazla geniş bir koltukta sırtüstü çırılçıplak yatıyordu. Ben halen mutfakta dolapları karıştırıyordum, belki bisküvi falan bulurum diye. Nazmi seslendi, “Gel aşkım, yanıma gel. Birazdan kebaplar gelir!” dedi. Sesi hem löp hemde içimi okşuyordu. Kıvırta kıvırta yanına gidip, kedisine sokuldum. Memelerimi vücuduna yapıştırdım. Bir bacağımı bacaklarının arasına soktum. Bacağı bacaklarımın arasında olduğu için kılların sürtünmesi hoşuma gidiyordu. Sonra başımı göğsüne yasladım ve “Aşkım, amımı gerçekten beğendin mi? Sence amım nasıl? Gerçekten beğeni aldın mı amımdan?” diye sordum. Nazmi tebessüm ederek, “İnan bana, her erkeğe beğeni verecek bir amın var aşkım. Üstelik beğeni vermesini ve beğeni almasını biliyorsun. Anlattığına bakılırsa kocanın siki parmak kalınlığında birşeymiş, öyle olunca da amının geniş olduğunu sanıyorsun. Bana göre fazla dar amın var. Üstüne aba hem sulu hemde fazla sıcak!” dediğinde, sevinçle dudaklarından öpmüştüm.
O güne kadar kocamla bile konuşmadığım şeyleri Nazmi ile konuşurken oldukça rahattım. Sonra aklıma bir soru daha takılmıştı, “Özür dilerim aşkım, bir şeyi daha öğrenmek istiyorum…” dedim. “Seni dinliyorum canım?” dedi. “Her kadın senin gibi biriyle evlenmek ister. Sebep evlenmedin? Birde, etrafta bu kadar güzel ve genç kızlar varken sebep benimle ilgilendin?” dedim. Nazmi, “Evlenmedim, çünkü evlenmek beni korkutuyor. Evlenince eşimi aldatmaktan çekiniyorum. Yani ben tek kadınla yapamam. öbür konuya gelince, benim evli kadınlara karşı zaafım var. Üstelik senin gibi türban takıp kapalı giyinenlere dayanamıyorum. Kapalı kadınların bir çoğu cinsel yönden tatminsizlik çekiyor. Onları ayarlama işi daha sorunsuz ve daha da basit oluyor!” dedi. “Pekiii, kocaları duyar diye hiç mi korkmuyomusun?” dedim. “Evli ve bilhassa türbanlı kadınlar daha açıkgöz oluyor. Dışarda kapalı ve örtülü oldukları için kocaları kendilerini aldatmayacağını sanıyorlar. Ama onlar şeytana papucu aksi giydiriyorlar!” dedi. “Ama aşkıııım!” dediğimde, “Yanlış anlama, bu sadece bir genelleme!” dedi. Dudaklarımdan öperek, “Sen harika birisin, bunun seninle alakası yok!” dedi.
Ne demek istediğini anlamıştım, ama bunun önemi yoktu. Çünkü ben de isteyerek onun koynuna girmiştim. Doğrusunu isterseniz adam bir kadına nasıl davranacağını ve sikmesini fazla iyi biliyordu. Üstelik iri yarrağınının yanısıra, fiziksel olarak da fazla güçlüydü. Anlattıklarına bakılırsa benim gibi türbanlı kapalı birçok kadın sikmişti. Bu beni pek te ilgilendirmiyordu. Önemli olan şu an benimle olmasıydı. Bütün bunları konuşmak amımın sulanmasına sebep olmuştu. Ayrıca o anlatırken, ben yarrağıyla (Yarrağı diyorum çünkü okuduğum hikayelerde bu sözcük daha fazla kullanılıyor) oynuyordum. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki, yarağı avucumda iyice sertleşmişti…
Başımı göğsünden aşağıya doğru kaydırdım. Yarağının iri mantar gibi kafası gözlerimin içine bakıyordu. Ufak ufak öpmeye, ardından dilimle etrafını yalamaya başladım. Sonra kafasının yarısını dudaklarımın arasına aldım. Öyle sıcak ve yumuşaktı ki, bunu kelimelerle anlatamam. Elimle gövdesini sıvazlarken, iri kafasını da ağzıma almış somuruyordum. Bu hareketim Nazmi’nin fazla hoşuna gidiyordu, gözlerini kapamış, ne dediğini anlamadığım birşeyler mırıldanıyordu. Nazmi koltuktan doğrularak, “Beraber yapalım!” dedi ve sırtüstü olduğu halde benim başım onun bacaklarına doğru, onun başı benim bacaklarıma doğru olacak şekilde vücudumu çevirdi. 69 olmuştuk. “Ohhhh!” diye mırıldanıp amımı yalamaya başlamıştı bile. Şişmiş olan klitorisimi dudaklarının arasına sıkıştırıp ezerken, vakit zamanda diliyle yalıyordu. Onun bu yaptığı beni daha da azdırırken, ben de onun yarrağını hızla ağzıma sokup sokup çıkarıyordum. Her an boşalabilirdim. Nazmi bunu anlamış olacak ki, art çekilerek domalmamı söyledi…
Bir an irkildim. Kocam ne vakit domal dediyse götümden sikmişti. İtiraz bile etmedim, dediğini yapıp domaldım. Avucuna tükürüp evvel yarrağın ucuna, sonrada amımın ağız kısmına sürdüğünde rahatlamıştım. Yarrağının kafasını amımın dudakların arasına birkaç kez sürttükten sonra, amımın deliğine ayarladı. Belimden tutup kendine doğru çektiğinde yavaş yavaş içime doğru girmeye başladı. Zorlanmaya başlamıştım ki, elimde olmadan böğürdüm. Dibine kadar soktuğunda ise amımdaki boşluk tamamen dolmuştu. Amımın dudakları gerilmiş, yarrağını sımsıkı sarmıştı. Zorlanmama karşın içimin kayganlığı beni rahatlatıyordu. Biraz bekledikten sonra yarağını ileri art devinim ettirmeye başladı. İleri sokunca, “Ahhh!”, art çekince de, “Ohhhh!” diye bağırıyordum. İnanın dayanılır gibi değildi, ama aka beğeni alıyordum…
Az sonra öyle hızlanmıştı ki, “Ahhhh! Ohhhh! Çok güzeeel! Harikasın aşkımmm! Ahhh yavaşşşşş! Katı vurma aşkım, karnımı deleceksin!” diye inliyordum. O anda kocam bile gelse umrumda değildi, beni bu sikişten kimse alıkoyamazdı. Nazmi de hırlamaya ve argo argo konuşmaya başlamıştı. “Demek kocanın siki ufak haaa! Al bakalım orospu aka yarrağı! Seni öyle ^^^^^^^^^ ki, amın yarrağa doyacak, parçalayacam amını!” demesi beni biraz endişelendirmişti, ama argo sözleri beni daha da tahrik ediyordu. Ben de ona uydum ve “Kocamın sikemediği amımı parçala, darmadağın et! Sik beni, doyur amımı, doyuuurrr! Ahhh! Ohhhh! Haarikaaa!” diye bağırıyordum. Yaklaşık 10 dakikadır bu şekilde sikişmeye devam ediyorduk. Nazmi’nin boşalmaya, benim de bu pozisyondan ayrılmaya niyetim yoktu. Adam gibi sikilmek dedikleri bu olmalıydı. Bu yaşadıklarımı bir gün evvel düş bile edemezdim. Gerçek sikilmek böyle bir şeymiş…
Nazmi kadar ben de terden su olmuştum. Bir ara yarrağını amımdan çıkardığında amımdan havayla jülide (Zooorrrtttt) diye bir ses geldi. Sanki çocuk doğurmuştum. Bacaklarımın arası rahatlamış gibiydi. Beni koltuğun kenarına yatırıp, bacaklarımı omuzuna aldı ve yine amıma soktu, belimden tutup sikmeye başladı. Sikerken gözlerinin içine bakıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, (Zart, zurt) sesleri odada yankılanıyordu. Ahlar ohlar arasında inlerken ani beynim uyuşmaya, vücudum titremeye, kasıklarım sıkışmaya başladı. Aka bir beğeni kasırgası bedenimi sarıyordu. Nefesim kesilmeye, nabzım hızlı hızlı atmaya başlamıştı. “Hızlı! Daha hızlııı! Devam et! Devam et lütfen! Ahhh! Ohhh!” bu kelimeleri sayısızca tekrarlamıştım. Üçüncü kez boşalıyordum. Bu benim için bir rekordu. Ve fazla aka beğeni almıştım…
Ben boşalırken, Nazmi dahada hızlanmış, yarrağı amımı yırtacak gibiydi. Sürtünmeden amımın ağız kısmı yanıyordu. Nazmi’nin ise boşalmaya niyeti yoktu. Boşalmamın üzerinden bir kaç dakika geçmişti ki, amımın içi sanki kurumaya başlamıştı. Böyle olunca da acımaya başladı. “Aşkım! Boşal artık acımaya başladı!” dedim. Nazmi beni duymuyordu bile. O sikti ben bağırdım. O sikti ben bağırdım. Bir ara amımın yırtıldığını düşünmeye başlamıştım. Öylesine acıyordu ki ağlamaya başladım. “Lütfen Nazmiiii, fazla acıyooorr! Lüütfeennn!” diye yalvarırken, boşalmasını ve içimden çıkmasını istiyordum. Nitekim benim boşalmamdan tam 20 dakika sonra böğürerek boşalmaya başladı. Hem sikiyor hem boşalıyordu. Kuruyan amıma dölleri bile ilaç olmamıştı, aksine sıcak dölleri hırpalanan yerlerimi yakıyordu. Sonra yavaşladı ve içimden çıktı. Koltuğa bıraktı beni.
Ağladığımı görünce, “Özür dilerim aşkım, bir daha olmayacak!” dedi. Başımı koynuna getirerek teselli etmeye çalışırken, kapı zili çalmasıyla toparlandık. Kebapçı gelmişti. Nazmi üzerine birşeyler giyindikten sonra kapıyı yarım açıp, çocuğa nakit verip, “Üstü kalsın!” diyerek siparişleri aldı, kapıyı kilitledi tekrar. Yanıma gelip, “Kalk aşkım, duş al da soğumadan yiyelim!” dedi. Hiç konuşmadan dediğini yapıp duş aldım çıktım. Sonra kendisi de duş aldı geldi. Üzgün olduğumu görünce, “Özür diledim ya aşkım. Kendimi tutamadım işte…” diye teselli ederken, ben siparişleri hazırlamak için mutfağa gittim. Doğrusunu isterseniz öyle acıkmıştım ki, o anda amımın acısını bile unutmuştum. Amım öyle tahriş olmuştu ki, birkaç gün basit basit sikiş yapamazdım herhalde.
Kebaplarımızı yerken hiç konuşmamıştık. Öyle acıkmıştım ki, aka lokmalarla karnımı doyurmaya çalışıyordum. Aka bir kutu ayranla beraber kebabı 5 dakika içinde bitirmiştim. Karnımın doyması beni mesut etmişti ve amımdaki sızlamalar biraz dinmiş gibiydi. Başımı bacaklarımın arasına eğerek amıma baktım, korkunç hali vardı. Amımın ağız kısmı morarmış ve sanki şişmişti. Perişan haldeydi. Daha evvel pembe olan deliğim morarmış haldeydi. “Aşkım şunun haline bak! Mahvettin amımı!” diye sitem ettiğimde, özür dileyerek beni teselli etmeye çalışmıştı. Ona kızmaya hakkım yoktu, onun o iri yarrağını ben istemiştim.
Zaman o kadar hızlı akıyordu ki, saat 13:00 olmuştu. Nazmi, “Aşkım, istersen biraz uzanıp dinlenelim, ikimizin de buna ihtiyacı var.” dedi. Sonra kollarını belime ve bacaklarıma sararak kucağına aldı, beni döşek odasına taşıyıp, yatağa bıraktı. Bu hareketi fazla hoşuma gitmişti. Böyle bir taşımayı kocamdan görmemiştim. Göğsüne yaslanarak dinlenmeye çekilmiştik. Yaklaşık 1 saat uyumuşum. Uyandığımda nazmi halen uyuyordu. Onu dürterek, “Kalk aşkım, saat ikiye geliyor. Çocuklar gelmeden çıkmalıyım!” dedim. Nazmi ise, “Günaydın aşkım, iyi dinlenebildin mi?” dedi. Evet anlamında başımı salladım. Sırtüstü döndüğünde göbeğine vuran yarrağı (şlap) diye ses çıkarmıştı…
Yarrağı kalkmış, heykel gibi duruyordu. Hayretle, “Aşkım onun hali ne öyle?” demişim. “Ne olacak aşkım, seni istiyor!” dedi. “İnanmıyorum sana yaa… Yine mi? Üstelik sen de biliyorsun ki, amımın içi tahriş olmuş durumda, acısına dayanamam!” dedim. O da, “Bak aşkım, çorbayı içtik, ana yemeği de yedik, şimdi de tatlı yeme zamanı!” dedi. “Tatlı derken ne demek istiyorsun, anlamadım?” dedim. Ne demek istediğini gerçekten de anlamamıştım. Bana sarılarak, “Yerim ben seni yavrummm! Tatlının ne olduğunu öğreteceğim sana!” dedi. Yavaş yavaş öpmeye ve okşamaya başlamıştı…
BÖLÜM 5
Bacaklarımın arasındaki sızı hala geçmemişti. Canım sikişmek istiyordu, ama amımın içi tahriş olduğundan canım yanabilirdi. Dudaklarımız birleşmiş öpüşürken, bir eliyle göğüslerimi, öbür eliyle de kalçalarımı okşuyordu. Nazmi oldukça istekli olmasına karşın ben tedirgindim. Kucağında olduğum halde uzun müddet öpüştük, koklaştık. Sonra beni yüzü koyun yatırarak, evvel boynumu, sonra sırtımı, daha sonra da kalçalarıma kadar indi. Kuvvetli elleriyle kalçalarımı sıkıp eziyor, sonra da gerip yalıyordu. Dolgun kalçalarımın arasındaki koyu kahverengi deliğim kaygan dil darbeleriyle kasılıyordu. Aman Tanrım, gerçekten fazla hoş bir durumdu. Daha evvel böylesini ne duymuş, nede işitmiştim. Nazmi, resmen götümün deliğini yalıyordu. Diliyle götümü becerirken, tarifi imkansız bir beğeni alıyordum. İnlemeye başlamış, mırıldanıyordum. Bu sırada tahriş olmuş amım, iyice sulanmıştı. Nazmi’nin tatlısı bu olmalıydı. Yani, tatlı dediği şey, belli ki, beni götten sikmesi olacaktı. Kocamın sikmekten beğeni aldığı götümü, sanırım Nazmi de sikecekti.
Elleriyle kalçalarımı iyice germiş, yalıyordu. Löp kalçalarımı hamur gibi yoğuruyordu. En az 15 dakikadır devam ediyordu. Üzerimden çekilerek, kalkmış yarrağını ağzıma verdi. Yalamalarının verdiği arzuyla, istekli bir şekilde onun yarağını, yalıyor emiyor ve de sıvazlıyordum. Yarrak tam kıvama gelmişti ki, Nazmi, “Aşkım, şimdi tatlı yeme zamanı! Amade mısın?” dedi. “Neye amade mıyım canım?” dediğimde, “Götten sikmek istiyorum seni Nesrin!” dedi. Biraz heyecan, biraz endişe, biraz da korkuyla tedirgin olmuştum. “Ama been… şey yani… seninki fazla kalın!” diyebilmiştim. “Merak etme aşkım, kayganlaştırıcı krem var. İnan bana, fazla basit olacak!” dedi. “Aşkım yaa… götten sikmesen olmaz mı?” dedim. “Nesrin’ciğim, korkuyormusun yoksa? Hem, bilmen gerekirdi, erkekler götten sikmeyi fazla sever! Bak gör, zamanla sen de isteyeceksin!” dedi. İstermiyim bilemem ama, kocam götüme soktuğu gibi boşaldığından, bu tür münasebet hoşuma gitmiyordu. Üstelik Nazmi’nin basit basit boşalacağını düşünmüyordum.
“Domal aşkım, biraz krem süreyim, senin için de iyi olur!” dediğinde, ben de dörtayak olup dediğini yapmıştım. Parmaklarına sürdüğü kremi götümün deliğine yediriyordu. Gerçekten de krem fazla kaygandı ve bolca sürmüştü. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, bacaklarımı açtı, belimi aşağı bastırıp kalçalarımı da geriye çıkardı. Beklenen o an gelmiştı. İyice sertleşmiş yarrağı, sağ eliyle tutarak götümün deliğine ayarladı. Sağa sola kayan yarrak bir türlü girmiyordu. Biraz da benden kaynaklanıyordu, çekindiğin için kendimi sıkıyor ve kasıyordum. “Rahat bırak kendini aşkım, gevşemeye bak!” diyordu. Deliğime yaptığı baskılar sonucu gevşeyen delik azda olsa açılmıştı. Nazmi’nin işi dahada kolaylaşmaya başlamıştı. Yarrağını yavaş yavaş ileri art devinim ettirince iyice gevşemiştim. İstese bir anda sokabilirdi, ama sokmuyordu. Kremin verdiği kayganlık acımasını engelliyordu…
Birden, “Ahhhhhh!” diye bağırdım. O an yarrağının kafası deliğe girmişti. Arkamda dayanılmaz bir gerilme vardı. Yarrağını öyle sıkıştırmıştım ki, sanki boğacaktım. Birkaç saniye bekledikten sonra kaçmamı engellercesine belimden tutmuş, yavaş yavaş ve de alıştıra alıştıra, ileri art devinim ederek, santim santim sokuyordu. Yarrak içeri doğru girmeye başlamıştı. Zorlanıyordum, ama sesimi de çıkarmıyordum. Gövdesinin yarısı içimdeydi artık, “Aahhh! Aahhh! Yavaş lütfeeenn!” diye, acıyla jülide inliyordum. Dakikalardır devam ediyordu. Devam eden bu vaziyet karşısında daha rahat devinim etmeye başlamıştı. Nihayet sonuna kadar sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Artık resmen götümden sikiliyordum…
Bir ara götümden tamamen çıktığında, elimde olmadan ‘Zooorrrttt!” diye kalın bir osuruk bırakmıştım. O an büzüğümü sıkamadığımı farkettim, kimbilir ne durumdaydı. Arkamda aleni kalmış iri bir delik vardı, göremiyordum ama hissedebiliyordum. Kayganlaştırıcı kremden yine götüme sıktığında, rahat bir şekilde içime akmıştı. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, yine deliğe ayarladı. Bu sefer az bir bastırmayla girmişti. Kremden olsa gerek zorlanmamıştım. Şimdi fazla daha rahat sikiyordu götümü. Saniyeler dakikaları kovaladıkça kovaladı ve iri yarrak içimde bir kayboluyor, bir çıkıyordu. Belimden tutmuş, hızla kendine çekiyordu. Her sokuşta, süt ak kalçalarım sarsılıyordu.
Daha evvel kocamın yaptıklarını düşündükçe sebep götten beğeni almadığımı şimdi daha iyi anlıyordum. Nazmi yaklaşık 15 dakkadır sikiyordu götümü. Halbuki kocam, iki üç git gelden sonra derhal boşalıyordu. Nazmi tam bir erkekti. Bana mı öyle geliyordu bilmiyordum, ama kocamı aldattığıma değmişti. Götten sikilirken bile beğeni aldırıyordu. Bir ara Nazmi, “Götten siktiğim için kızıyormusun bana aşkım?” diye sorduğunda, “Ohhhh Nazmiii! İnanamıyorum yaa, götten beğeni alabileceğimi rüyamda yaşasam inanmazdım. Ben seninle kadınlığımı yaşıyorum. Beni bu zevklerden mahrum bırakma yeter!” diyebilmiştim. Gerçekten de zevkten inlemeye başlamıştım. Götten sikilirken, amımın dere tepe taştığını hissediyordum. Amım tahriş olmasına karşın bir elim ordaydı. Nazmi götümü sikerken, ben klitorisimi okşuyordum. 20 dakikadır götümü sikiyordu, boşalmaya da niyeti yoktu. Vaziyet öyle bir hal almıştı ki, yarrağının tamamı amcığıma girmezken, şimdi tamamı götüme giriyordu. Ahlar ohlar arasında katı katı sokuyordu. Odanın içi, ‘şak şuk, şak şuk’ sesleriyle yankılanıyordu. Öyle abanıyordu ki, taşaklarını da götüme sokmaya çalışır gibiydi.
Sonra beni sırtüstü yatırıp sikmeye başladı. Sırtüstü olduğum halde götten sikerken, göğüslerimi emip, daha sonrada dudaklarıma yapışmıştı. Bu pozisyonda götümü sikerken, vücudunun amıma sürtünmesiyle kasılmaya başladım. Tanrım! Müthiş beğeni alıyordum. Büzüğüm dolu olduğu için kasılırken sıkamıyordum. Zevkten inliyor, böğürüyordum ve orgazm oluyordum. Bu boşalmayı 4. kez yaşıyordum ve rekor üstüne rekor kırıyordum. Nazmi halen bitmemişti, yeniden pozisyon değiştirdik. Bu sefer o sırtüstü yatmış, ben de iri yarrağı kendi ellerimle götüme sokup üzerine oturmuştum. Ata biner gibi üzerine oturup kalktım. Birkaç dakika böyle devam ettik, sonra beni sağ omuzumun üzerine yatırıp, yandan sikmeye başladı götümü…
Finalde, bacaklarımı omuzuna alıp götüme soktu, bütün ağırlığıyla yüklenerek. Birkaç dakika boyunca, deliler gibi bağırıp çağırarak, küfürler ederek götümü parçalarcasına sikerken, birdenbire böğürmeye başladı. Ben paramparça olmuş haldeydim ve Nazmi ise götümün en derinlerine boşalırken çıldırmış gibiydi. O sırada bağırtılarım dairenin içinde yankılanıyordu. Saniyelerce boşaldı, boşaldı, boşaldııı… sonra da yana düşerek yatağa uzandı. İçimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Koşarak tuvalete gittim, klozete oturdum. Car cur, zart zort sesleri arasında içimdeki döller tamamen çıkmıştı. Tahret alırken büzüğümün hali beni oldukça korkutmuştu. Ağız kısmı öylesine açılmıştı ki, kolumu soksam girebilirdi. Zaten Nazmi’nin yarrağı kolumdan kalın sayılırdı.
Saat epey ilerlemişti, eve gitmem gerekiyordu. Banyoya geçip duşumu aldıktan sonra üzerimi giyindim. Nazmi salondaki koltuktaydı, dal taşak oturuyordu. Yanına oturup, dudaklarından öperek, “Aşkım ben gidiyorum!” dedim. “Görüşürüz aşkım!” dedi. Yerimden kalkamıyordum, gerçekten fazla yorulmuştum. Nazmi durumu farkedince telefonla taksi çağırdı ve bana 100 TL verip kapıdan uğurladı. İnanılmaz zevklerin yanında 100 TL de nakit almıştım. Parayı aldığım için değişik bir duyguya kapılmıştım ve kendimi orospu gibi hissettmiştim. Çünkü kadınlar hem sikişiyor, hemde nakit kazanıyorlardı. Zaten benim de o orospulardan bir farkım yoktu, kocamı aldatmıştım. Hemde ne aldatma!
Evin bir alt sokağında taksiden indim. Doğru dürüst yürüyemiyordum. Bacaklarım birbirine dolanıyordu. Yürüken kalçalarımı denetim edemiyordum. Komşular anlayacak diye ödüm kopuyordu. Mesele yaşamadan kendimi eve atmıştım. Yarım saat sonra çocuklar eve geldiğinde ben yatıyordum. Onlara hasta olduğumu söyleyerek 1-2 saat uyumuştum. Kocama da bir hafta boyunca yanaşmamıştım. Çünkü götümün deliği öylesine gevşemişti ki, sikildiğimi anlamamasına olanak yoktu.
O gün Nazmi’yle yaşadıklarım sadece bir başlangıç oldu ve beni aklımın ucundan geçmeyen muhtelif maceralara sürükledi…
BÖLÜM 6
Kocamı ilk aldatmamın üzerinden, günler geçtiği halde, o günü unutamıyordum. Nazmi aklıma geldikçe masturbasyon yapıyordum. Nazmi ile sikişmem, cinsel arzularımın artmasına sebep olmuştu. Esk**en sikişmek aklıma bile gelmezken, artık hergün sikişmek, sikilmek istiyordum. Tahriş olan amım günlerce sızlamıştı. Sızlamadan sonra, tatlı tatlı kaşınmış, sonra da iyileşmişti. Art deliğime gelince, ilk günlerde tuvaletim geldiğinde, birkaç saniye bile tutamayıp donuma kaçırmıştım. Esk**en osurduğumda ‘Zart!’ diye ses çıkarken, o günden sonra osururken ‘Foosssss!’ diye, nerdeyse duyulmayan bir ses çıkıyordu. İlk günlerde aynada götüme bakarken, gördüğüm görünüm beni korkutmuştu. Deliğimin ağzı açıktı. Üstelik deliğin ağzında yırtılmalar vardı. Bu yırtılan yerler kan toplamıştı. O halde kocamla götten ilişkiye giremezdim, ince sikiyle bu açıklığı kolayca farkedebilirdi.
Aradan 2 hafta geçmiş olmasına karşın Nazmi ile görüşmemiştim. Nazmi’nin, deliklerime verdiği hasarlar, yavaş yavaş düzeliyordu. Hatta, büzüğümdeki çatlaklar iyileşmiş, götüm istekli hale gelmişti. Bu vakit zarfında kocamla birkaç kez ilişkiye girdim. Kocam götümü sikerken, ona, “Arkadan yapmasak olmaz mı? Biliyorsun ki hem günah, hemde fazla acıyor!” diyerek engellemeye çalışır gibi nağme yapıyordum. Bir keresinde kocam götümü sikerken, “Karıcığım götün öyle gevşemiş ki, baksana fazla rahat giriyor!” dedi. Kocam bana okadar fazla güveniyordu ki, bir başkasıyla ilişkiye girebileceğimi aklından bile geçirmiyordu. Ben de, “Devamlı götten sikiyorsun, olacağı buydu!” diyerek, deliğin genişleme durumundan kocamı mesul tutmuştum. Daha evvel kocam götümü siktiğinde hoşlanmazdım, şimdi ise siki ufak olduğu halde bile beğeni alıyordum. Kocamla şikişirken, Nazmi’yi düş ederek boşalıyordum.
İki haftalık ayrılık fazla uzun gelmişti. Günlerden Pazartesiydi, mutfakta aş hazırlarken, cep telefonum birkaç kez çaldı. Çocuklar yada kocam arıyordur diye düşünürken, numaranın Nazmi’ye ait olduğunu farkettim. Heyecandan dizlerimin bağı çözülmüştü. Birkaç dakika bekledikten sonra davet attım. Derhal aradı, “Müsaitmisin?” dedi. “Evet!” dedim. “Nasılsın canım? Seni fazla merak ettim. Umarım herhangi bir mesele yok?” dedi. “Yok yok, herhangi bir mesele yok. İyiyim!” dedim. Nazmi, “Aşkım, seni fazla özledim!” dedğinde, o an amımın sulandığını hissettim. Birkaç saniye bekledikten sonra, “Ben de seni özledim!” dedim. Nazmi, “Nete girmiyorsun, yoksa bana kızgınmısın? İstenmediğimi düşünmeye başladım?” dediğinde, bunun kendisiyle alakalı olmadığını belirterek, öbür konulara girmiştik. Uzun süren sohbetin ardından, benimle buluşup, beni sikmek istediğini söylediğinde ise, elim çoktan külotumun içindeydi.
Nazmi, “Şuan ne yaptığımı biliyormusun?” dedi. “Ne?” dedim. Nazmi, “Yarrağım öyle sertleşmiş ki, seni düşünüp 31 çekiyorum!” dedi. Bu sözlerle beni çıldırtırken, durmaya niyeti yoktu. O anlatıyor ben kuduruyordum. “Seni şöyle ^^^^^^^^^, böyle ^^^^^^^^^…” derken, ben de, “Sik beni aşkım, sikkk! O iri yarrağınla amımı götümü dağıt! Parçala deliklerimi!” diye bağırırken daha fazla dayanamadım, zangır zangır boşalmaya başladım. Kasılmalar yavaşlayınca, bedenimdeki rahatlama, kendini yorgunluğa bırakmıştı. Telefondaki hırlamalar, boğuk boğuk çıkarken, onun da boşaldığını tahmin etmiştim.
İkimiz de rahatlayınca, Nazmi, “Aşkım, yarın seni aynı yerden alayım mı?” dedi. “Şeeyy… Bilmem ki, çokmu istiyorsun beni?” dediğimde, “Ben senin için ölürüm aşkım. Yarın buluşalım daha iyi anlarsın!” dedi. Bir erkek tarafından istenmek, gerçekten fazla hoştu, “Tamam aşkım!” dedim. Nazmi de, “Eğer biraz gezip gezmek istersen, güzel bir yerde aş yiyebiliriz!” dedi. Aslında bu teklifi fazla hoşuma gitmişti, ama dışarda tanıyan çıkabilir diye çekiniyordum. Nazmi, “Pendik Gözdağı’nda fazla güzel bir yer var, oraya gideriz. İnan bana, orda tanıyan kimse çıkmaz!” dedi. Bu adam işini biliyordu. Daha doğrusu beni fazla etkiliyordu. Korkuyordum, ama dediğini yapacaktım, “Tamam!” dedim. “O halde yarın görüşürüz!” dedi. “Tamam aşkım!” dedikten sonra telefonu kapadık. İkinci kez buluşmak bile fazla heyecan vericiydi. Sabaha kadar, yarrağını yiyecek olmanın heyecanıyla, uyuyamamıştım.
Salı sabahı 9:30 gibi evde yalnız kalmıştım. Banyoya girip, biraz uzamış kılları temizledim. Her tarafım kaymak gibi olmuştu. Nazmi’nin götten sikme ihtimaline karşı, tuvaletimi yaptım. Pak olması için, hortumu götüme sokarak musluğu açtım. Götüme yarım bardak kadar su dolunca, içime dolan suyu osurarak bir anda boşaltıyordum. Bunu birkaç kez yaptığımda götümün içi tamamen temizlenmişti. Götümün deliğini yaladığında fena ıtır almasını istemiyordum. Güzel bir banyodan sonra, üzerimi giyinmeye başladım. Topuklarıma kadar uzanan düğmeli bir etek, üstten renkli bir badi, içime de tanga takımımı girdim. Tanganın kıçımın arasına girmesi kalçalarımı bölmüştü. Dışarı etekle çıkmış olsam, eminim ki erkekler peşimi bırakmazlardı. Dizime kadar yazlık bir kaban giydiğim için kalçalarım kapanmıştı. Başıma türbanımı bağladıktan sonra da artık hazırdım. Telefonumu alıp evden çıktım.
Asansörden indiğimde Bahar’la karşılaştım. Bahar benim en içten komşumdu. Bana, “Hayırdır Nesrin abla, sabah sabah nereye böyle? Sanki biriyle buluşacakmış gibi süslenip, kokular da sürünmüşsün?” dediğinde biraz heyecanlanmıştım. “Bana kim bakar kız! Nerdeee?” diyerek işi şakaya dökmeme rağmen, Bahar, “Aklında bulunsun abla, (eliyle göstererek) şöyle iri yarraklı biri denk gelirse, o yarrağı ben de denemek isterim!” deyince, ikimiz de kahkahayı basmıştık. Tam o sırada telefon çaldı. Göz ucuyla, arayanın kim olduğuna baktım ve telefonu kapadım. Bahar, “Neden bakmadın abla? Kim arıyordu? Gizli sevgilin mi yoksa?” dedi. “Yok kız, yengem arıyor, eski bir komşusu gelmiş te, kahvaltıya çağırdı!” dedim. Biraz renk vermiş olamlıyım ki, Bahar, “Heyecanlanma abla! Ne vakit gelirsin?” dedi. “Bilmiyorum, sanırım çocuklar gelene kadar kalırım…” dedim ve öpüşüp ayrıldık. Arkama bakmadan hızlı hızlı yürümeye başladım…
Nazmi’yi arayıp, “Geliyorum!” dedim. Bu kez daha rahattım. Yine aynı yerde beklediğini gördüm. Arabaya bindiğim gibi gaza bastı. İçerdeki ıtır harikaydı. Nazmi gerçekten hoş biriydi. Ona baktıkça içim gidiyor, amım sulanıyordu. Arabayı sürerken bir eli bacaklarımdaydı. Üzerimdeki kabanı çıkarmamı istedi. Hava sıcak olduğundan, çıkarınca daha rahat olmuştum. Nereye götürdüğünü bilmiyordum. Daha doğrusu gideceğimiz yerin adını biliyordum, ama nasıl bir yer olduğunu bilmiyordum. Gideceğimiz yere 10-15 dakikada gitmiştik. Yüksek bir tepe olan bu yere Gözdağ’ı diyorlardı.
Arabayı park ettikten sonra, “İşte burası!” dedi. Arabadan inip benim kapıyı açtı, “Buyrun hanımfendi!” dedi. Kabanımı almak için hamle yaptığımda, “Aşkım ona ne gerek var? Zaten hava fazla sıcak!” dedi. “Ama aşkıım!” dedimse de işe yaramamıştı. Elimden tutarak ıssız bir yere geçerken, kıçımın arasına girmiş tanga yüzünden rahat değildim. Belime göre geniş olan kalçalarımın yukarı aşağı sallanması etraftaki erkeklerin bakmasına sebep olmuştu. Nazmi, “Aşkım, alttan alttan sana bakıyorlar. Eminim götüne hasta oldular!” diyordu. Ben de, “Aşkım, bana seninki kafi de artar!” derken gülüşmüştük. Gözdağı’nın ünlü yiyeceği olan Kumpir’in yanında birkaç tür de, ismini bilmediğim şeyler sıparış verdi. Kumpir’imizi yerken, sürekli seksten bahsediyordu. Bir ara garsonun kulağına bir şeyler fısıldadı. Ne söylediğini sorduğumda, “İçecek getirmesini söyledim.” dedi.
Çok güzel manzarası olan bu yer harikaydı. Farklı tadı olan içeceğimizi içerken, “Aşkım tadı fazla farklı, bu ne?” dediğimde, “Gözdağı’nın hususi içeceği!” demişti. Yarım saat geçmişti ki, hesabı istedi. Ödedikten sonra elimden tuttu, “Gel aşkım, aşk yuvamıza gidiyoruz!” dedi. Kalkarken sendeler gibi oldum, ama belli etmedim. Sanırım tansıyonum düştü diye düşündüm. Arabayla yolda giderken, içmem için bir hap verdi ve “Torpidoda su da var!” dedi. Bunun ne hapı olduğunu sorduğumda, “Aşkım, bunu içince daha istekli olacaksın!” dedi. Ben de, “Aşkım, zaten fazla istekliyim, buna gerek yok ki!” dedim. Israr edince dediğini yapıp, hapı suyla içtim. 10 dakika sonra, kocamı ilk aldattığım binanın önündeydik. Arabadan indiğimizde başımın döndüğünü hissettim. Beynim uyuşmaya, gevşek gevşek konuşmaya başlamıştım. Omuzumdan tutarak binaya girdik. Asansörle 3. kata çıkıp, dairenin kapısını açıp içeriye girdik…
İçeri girer girmez dudaklarıma yapıştı. Dudaklarım koparacak gibi emmeye başladı. Aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum. İkimiz de çıldırmış gibiydik. İnleme seslerimiz koridorda yankılanırken, bir ara boğulacağım sandım. Daha evvel böylesine dilek ve arzulu öpüşmemiştim. öbür taraftan, elini eteğimin altına sokmuş amımı elliyordu. Külotun üzerinden bir müddet elledikten sonra, elini külotumun içine soktu. Amımın dudaklarını avuçlayıp okşarken, dayanacak durumda değildim. Daha sonra, parmaklarını içime sokmaya başladı. Klitorisim çocuk pipisi kadar şişmişti. Klitorisimi iki parmağı arasına sıkıştırıp okşarken daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. Her yerim titriyordu. Bundan daha zevkli ne olabilirdi ki? Amımın suyuyla ıslanmış parmaklarını dudaklarıma sürerken, “Aşkım, bakalım amının tadını beğenecekmisin?” diyerek, amımdan aldığı beğeni sularını dudaklarıma sürdü. Sonra dudaklarımı daha istekli öpmeye başladı.
Bir müddet daha öpüştükten sonra, evvel üstümü, sonra eteğimi, ardından da südyen ve külotumu çıkardı. Ben de yardım olsun diye türbanımı çıkarmak isterken, “O kalsın! Gel aşkım, döşek odasına geçelim!” dedi. “Geçelim aşkım, koca sikini istiyorum!” diye karşılık verdim. Döşek odasına yürürken sendeledim. Başım dönüyor, bacaklarım tutmuyordu, “Aşkım, sarhoş gibiyim. Bana birşeyler oluyor!” dediğimde, “Şarap içtin ya, ondan olmalı!” dedi. “Ne şarabı???” dedim. “Sonradan gelen meşrubat vardı ya, o içtiğin şaraptı!” dedi. Başımın dönmesinin nedeni içtiğim şaraptı. Hayatımda ilkkez sarhoş olmuştum. Gözlerim kapanıyor bacaklarım tutmuyordu. Beni kucağına aldı, döşek odasına götürüp yatağın üzerine bıraktı ve “Aşkım, bugün yarrağa doyacaksın!” dedi.
Üzerindekileri çıkardığında, o muhteşem yarrağı bana bakıyordu. Yerimden doğrularak elime aldım, sonra okşamaya, ardından da yalamaya başladım. Iri kafasını dudaklarımın arasına sıkıştırdım. Yavaş yavaş ağzıma sokup çıkarırken, kimi de dilimle yalıyordum. Nazmi’nin, “Çok güzeeel, artık bu işi öğreniyorsun!” demesi beni dahada ateşliyordu, yarrağını daha istekli, daha arzulu yalayıp emiyordum. Ama ne kadar zorlasam da, ağzıma ancak yarısını alabiliyordum. Nazmi zevkten kendinden geçmiş, bense ne yaptığımı bilemez haldeydim. Şarap etkisini öyle göstermişti ki, kendimden geçmek üzere olduğumu hissettim. Üzerime bir ağırlık çöktü. Gözlerim kapanmaya başladı. Ne olduğumu anlamadan kendimden geçiyordum. Nazmi, “Dur aşkım sana su getireyim!” diyerek odadan çıktı. Sonra ne olduğunu hatırlamıyorum. Gözlerimi açamıyordum, ama sikildiğimi hissedebiliyordum. Vücumda dolaşan ellerini, göğüslerimi yalamasını, dudaklarımı öpmesini düş meyal hatırlıyordum.
Aradan ne kadar vakit geçti bilmiyordum, ama yavaş yavaş kendime gelmeye başlamıştım. Gözlerimi açtığımda odada kimsenin olmadığın farkettim. Nazmi işini bitirmiş banyo yapıyor, diye düşündüm. Aynaya baktığımda, amımın ağız kısmı kıpkırmızı olmuş, dudaklar da şişmişti. Göt deliğimin hali daha vahimdi, öylesine açılmıştı ki, kapanmıyordu. Kalkmak istedim, ama bacaklarım tutmuyordu. Zorda olsa ayağa kalktığımda, hem amımdan hemde götümden ‘Çarr çurr!’ diye döller çıkmaya başlamıştı. Her iki deliğimi tamamen dölle doldurmuştu. Büzüğümden vede amımdan akan döller yatağı mahvetmişti. Duvarlara tutuna tutuna tuvalete gittim. Osururken götümden dölden öbür bir şey çıkmıyordu. Tam o esnada gelen seslerden, Nazmi’nin birisiyle sohbet ettiğini duydum. Korkudan kalbim duracak gibiydi. Nazmi mutfağın balkonunda adamın biriyle sohbet ediyordu. Ama o adam kimdi? Benim evde olduğumu biliyor muydu? Değişik düşüncelere kapılmaya başlamıştım. Ne konuştuklarını merak etmiştim ve sessizce tuvaletten çıkıp, mutfağın kapısına yaklaşıp, konuşmaları dinlemeye başladım…
Adam, “Gerçekten harika bir kadınmış, daha evvel böylesini sikmemiştim!” derken, kimden bahsettiğini anlamaya çalışıyordum. Nazmi, “Ben sana ne demiştim, kadın yarak hastası! Türbanlı falan, ama iyi sikişiyor. İnan bana, karı okadar azgın ki, öbek bile yapar!” derken, adam da, “Gerçekten güzel amı varmış, hele o yuvarlak kalçaları, o götü beni mahvetti. Ben hayatımda bu kadar azmamıştım, yarım saat boyunca hiç içinden çıkmadan siktim götünü. Üstelik fazla temiz, öbür kadın olsa ortalığı bok kokusu kaplardı!” diyordu. Nazmi, “Karı bana iyice alıştı, evden pazara gitme bahanesiyle çıkıyor, bunu her Salı sikebiliriz!” dediğinde, kimden bahsettiklerini anlamamak için aptal olmalıydım. İnanamıyordum ya, Nazmi bunu bana nasıl yapardı! Hem utanıyor, hem korkuyordum…
BÖLÜM 7
Nazmi’nin, “Ben döşek odasına bir bakayım!” demesiyle, odaya kaçtım, yatağa attım kendimi. Nazmi odaya girdiğinde, ben yeni uyanıyormuş gibi doğrulmaya çalışıyordum. Nazmi, “Günaydın aşkım! Mükemmeldin!” dedi, sonra yanağımdan öpüp, “Aşkım, dairenin sahibi arkadaşım içerde, evvel duşunu al, sonrada üzerini giyin, gel!” dedi. Sanki hiçbir şey ham gibi davranıyordu. Nazmi’ye, “O adamın yanına nasıl gelirim? Sonra benim için ne düşünür?” dedim. Nazmi de, “Aşkım, o senin ne olduğunu zaten biliyor, namuslu ayaklarını bırak ta, sen dediklerimi yap! Hem sana bir şey söyleyeyim mi… Neyse abes ver!” dedi. Söylemesine de gerek yoktu zaten, söylemek istediklerini tahmin edebiliyordum. Yapacak birşeyim yoktu, banyoya girip duşumu aldım. Elbiselerim kapının yanında olduğu için, Nazmi’ye seslenip getirmesini söyledim…
Nazmi elbiselerimi verirken sordum, “Ne vakit geldi?” diye. “O zaten burdaydı aşkım!” dedi. Nazmi’ye, “Önce şarapla sarhoş ettin, sonrada uyku ilacı içirdin, değil mi?” dediğimde, “Çok zekisin aşkım!” dedi. “Peki, adam bana birşey yaptı mı?” diye sordum. “Neden kendisine sormuyorsun?” dedi. Üzerimi giyindikten sonra türbanımı da bağladım, evime gitmek için hazırdım. “Eve bırakacakmısın beni?” dediğimde, “Aşkım, sen ne diyorsun? Gün daha yeni başlıyor. Seni arkadaşımla tanıştırmak istiyorum!” dedi. “Yapma lütfen! Gideyim ben, eve bırak beni!” dedimse de işe yaramamıştı. Kolumdan tutup adamın yanına götürürken, içimden neyle karşılaşacağımı merak ediyordum. Kimbilir nasıl biriydi. Yaşlı ve şişman biri olmalıydı. Salona girdiğimde gözlerime inanamamıştım. 30-35 arası yakışıklı mı yakışıklı bir adam bana bakıyordu. Elini uzatarak, oldukça löp bir ses tonuyla, “Ben Kemal!” diye kendini tanıttı. Elimde olmadan, “Ben de Nesrin…” diyebilmiştim.
Kocaman eli fazla duygulu ve yumuşaktı. Oldukça uzun boyluydu. Yukarı doğru bakarken mavi gözleri fazla çekiciydi. Vucüt yapısından spor yaptığı anlaşılıyordu. Nazik bir sesle, “Şöyle buyrun Nesrin hanım. Nazmi güzelliğinizden bahsetmişti, ama az bile söylemiş, anlattığından daha da güzelmişsiniz!” dediğinde, doğrusu fazla hoşuma gitmişti. Bir ona, birde Nazmi’ye baktım. Nazmi alttan alttan gülümsüyordu, ama ona fazla kırılmıştım. O sırada gözüm saate takılınca, “Saat yanlış mı?” dedim. Nazmi, “Yanlış değil, doğrudur!” dedi. Katı katı gözlerinin içine baktım. Ne demek istediğimi fazla iyi anlıyordu. Haberim olmadan iki saate yakın sikmişlerdi. Bunun artık benim için hiçbir önemi yoktu, sadece merak ettiğim konu, beni teker teker mi, ikisi beraber mi, yoksa sadece Kemal mi sikmişti, bunu düşünüyordum.
Nazmi, “Aşkım, sana bir şey seyrettirmek istiyorum!” dedi. Televizyonu açtığında birkaç saniye geçmişti ki, gördüklerime inanamamıştım. Nazmi ile eve girişimizi gösteriyordu. Yüzüm kızarmaya, utanmaya başlamıştım. Kapının önünde olanlar apaçık ortadaydı. Çırılçıplak halde odaya götürüşü falan hepsi çekilmişti. Kemal bana bakarak, “Çok güzel vücudunuz var Nesrin Hanım!” dedi. Gözlerim Televizyondaki görüntülere takılı kalmış, konuşamıyordum bile. Sonra döşek odasını göstermeye başladı. Nazmi’nin yarrağını yaladıktan sonra kendimden geçtiğim ve hatırlamadığım o anları izlemeye başladım. Nazmi yanımdan ayrılınca odaya Kemal giriyor. Kemal Televizyonda üzerini çıkarırken, ben Kemal’e doğru baktım. Bana bakmıyor, çekimi izliyordu. Kemal çırılçıplak soyunmuş, vücudumu yalıyordu. Uzun süre, evvel göğüslerimi, sonra amımı, daha sonrada götümü yalamıştı. Bu yalamalar sırasında yakın cazibe yapılmıştı. Kamerayla cazibe yapan Nazmi’den başkası değildi.
Amım Televizyonda fazla güzel görünüyordu. Bütün bu olanlara karşı çıkmak istiyordum, ama birşey yapamıyordum, zaten elimden de birşey gelmezdi. Bazı yerleri hızlı hızlı geçmeye başladılar. Kemal’in yarrak da inanılmaz büyüklükteydi. Bir ara Kemal ile göz göze geldik, utandığımdan gözümü kaçırmıştım. Kemal amıma sokarken, Nazmi de yakın çekimde, yarrağın amıma girip çıkmasını çekiyordu. Bütün bunları izlerken çoktan sulanmıştım bile. Porno film izliyorduk, ama bu filmde oynayanlar Kemal ile bendim. Pozisyondan pozisyona çeviriyordu beni sikerken. Sonunda amımın içine boşalmıştı. O sırada devreye Nazmi giriyor, kalkmış yarrağını içime sokuyor. Bu sefer kamera Kemal’deydi. O da uzun süre amımı sikerken, Kemal de detayıyla kameraya almıştı. Nazmi de içime boşalınca üzerimden çekilmişti. Belli ki film fazla uzundu, bu kez dizi Kemal’deydi, beni sırt üstü yatırmış halde, bacaklarımı göğsüme doğru bastırıp, iyice geriyor, kayganlaştırıcı kremi sürdükten sonra göt deliğime ayarlayıp bastırıyor. Iri yarrak yavaş yavaş götümde kaybolmuştu…
Kemal’in hızlı hızlı götüme sokuşunu kamera çekemiyordu. Yatağın kenarına domaltıp, dakikalarca götüme girip çıktığında, bu kez götüme boşalmıştı. Kemal iki eliyle deliğin etrafını gererken, Nazmi de kamerayla yakın cazibe çekiyordu. Göt deliğim, mağaranın girişi gibi olmuştu. Döllerin boşaldığı yere kadar götümün içi görünüyordu. Bu olayın aynısını Kemal’den sonra Nazmi de yapmıştı. O da uzun müddet beni götten siktikten sonra içime boşalmıştı…
Başrolde kendi oynadığım bu amatör cazibe porno filmini izlerken, kendimden geçmiş gibiydim, o sırada Kemal yanıma oturmuş, bacaklarımı okşayıp ellerken, sesimi bile çıkarmıyordum. İkişer kez amıma, ikişer de götüme boşalmışlardı. Bir müddet ara veriyorlar, sonra ikisi kamerada görünüyor, kamerayı müsait bir yere koyuyorlar, üçümüz de kameranın görüntü alanına giriyoruz. İkisi yatağa girmiş, beni aralarına almaya çalışıyorlardı. İkisinin de yarrağı iri olmuştu. Sırayla amımı götümü siktikten sonra, Kemal yatağın kenarına kadar gelerek beni üzerine alıyor, sonra da yarrağını amıma sokuyor. Nazmi de, yarrağını kremledikten sonra, Kemal’in bacaklarının arasına girmeye çalışıyordu. Ne yapmak istediklerini anlamıştım, belli ki ikisi de aynı anda sikecekti. İzlemeye devam ederken, “İnanmıyorum yaa!” diyebilmiştim. Ve tahmin ettiğim gibi Nazmi arkama geçiyor, yarrağını götüme sokarak, bir amdam biri götten aynı anda sikmeye başlıyorlardı…
Nazmi art çekerken, Kemal sokuyor, Kemal art çekerken Nazmi sokuyordu. Bu işi fazla güzel yapıyorlardı. Bütün bu olanlar son iki saatte olmuş olmalıydı. 15-20 dakika o pozisyon devam etmişti. Sonra yer değiştiriyorlar, bu kez Kemal götten, Nazmi amımdan sikiyordu. Sonra öbür bir pozisyona geçip, Nazmi’nin yarrağı götümde olduğu halde sırt üstü yatıyor, Kemal de amıma sokarak, katı katı sikiyordu. Bu pozisyonda Nazmi, 23 cm dev yarrağını sonuna kadar götüme sokmuş, devinim etmiyordu, sadece Kemal amıma sokuyordu. Sonra yer değiştirdiler, bu kez Kemal yarrağını sonuna kadar götüme sokmuş beklerken, Nazmi hızlı ve katı bir şekilde amımdan sikiyordu. şayet öbür bir kadını bu şekilde sikilirken görseydim, belki o kadının yerinde olmak istemezdim, ama orda tost olan şahıs bendim. Bu pozisyon final oluyordu, uzun süredir iki deliğimi de sikiyorlardı. Sonra ikisi de hızlanmaya başlıyorlar. Okadar hızlıydılar ki, koca yarraklar, bir görünüyor, bir kayboluyordu. Tam o sırada, Nazmi kumandayla televizyonu kapadı…
Ben ne düşüneceğimi bilmez halde abes ekrana bakarken, o an ikisi de yanıma yanaşmışlardı. Kemal göğüslerimi okşayarak dudaklarıma yapışmıştı. Nazmi de eteğimi sıyırmış, külotumu indiriyordu. Öylesine tahrik olmuştum ki, her an boşalabilirdim. İki erkekle aynı anda sevişiyordum. Birkaç dakika içinde beni çırılçıplak soymuşlardı. Kemal göğüslerimin ucunu yalayıp emerken, Nazmi de amımı yalıyordu. Daha fazla dayanamadım ve boşalmaya başladım. Zevkten inliyordum ve kudurmuş gibi, “Ohhhh sikin beni, sikin beni! Sikilmek istiyorum! Aşklarım benim! İkinizi de aynı anda istiyorum! Parçalayın beni! Amımı götümü parçalayın!” diye argo argo bağırıyordum. İkisi de çırılçıplak olduktan sonra, iki elimde iki yarrak vardı, ikisi de inanılmazdı…
Sırayla yarrakları yalamaya başladım. Porno yıldızlarını aratmıyordum. Bilgisayarda izlediğim, iki erkeğe bir kadın pornosunu, şimdi de ben oynuyordum. Birkaç dakika içinde yarraklar şişmiş patlamak üzereydi. Kemal, “Bu kadar yeter, al bakalım içine!” diyerek beni ayağa kaldırdı ve kendisi yere uzandı. Üstüne oturmamı istiyordu. Yarrağını gövdesinden tutarak amıma yerleştirdim ve üstüne oturdum. Amımın içi tamamen gerilmişti. Yavaş yavaş inip kalkmaya başladım. Ben inip kalktıkça, Kemal de katı katı alttan yukarı pompalıyordu. Amımın suları akarken, “Ohhh! Ahhh!! Devam et lütfen! Ohhhh fazla güzel!” diye inliyordum. Ben birkaç dakika çılgın gibi hopladıktan sonra, Nazmi, “Yavaş ol kızım, boşaltacaksın!” diyerek beni Kemal’in üzerinden çekti ve “Domal da, götten devam edelim!” dedi.
Ellerimle koltuğa tutunup domaldım, bacaklarımı açtım. Nazmi arkama geçerek iri yarrağını götüme bastırmaya başladı. Bu kez kremsiz sokmuştu. Köklediğinde, “Ahhhhh!” diye böğürmüştüm. Acımıştı, ama beğeni almamı etkilemiyordu. Zevkten kıvranmaya başlamıştım, bunu nedeni Kemal’di, bacaklarımın arasına girmiş amımı yalıyordu. Zaten bu halde dayanmama olanak yoktu. Nazmi hızla götüme sokarken, Kemal amımı yalamaya devam etti. Klitorisimi emince, ben ani sarsılmaya, titremeye, kasılmaya başladım. Saniyelerce süren bu boşalma, mükemmel bir beğeni dalgası yaymıştı. Bu kadar kısa sürede ard arda boşalmıştım. Sikilme isteğim ve arzum bitmiyordu…
Nazmi yarrağını götümden çektiğinde zortlamıştım. Üçümüz de ayaktaydık, önümde Kemal, arkamda Nazmi, ikisi de bana sarılmış, kulak memelerimi, boynumu, boğazımı, ensemi, omuzbaşlarımı yalıyorlardı. Harika bir his yaşıyordum. Nazmi, “Aşkım, tost olmak istermisin?” diye sorduğunda, hiç düşünmeden, “Evet! Evett! Evetttt!” diye bağırdım. Kemal yine yere uzandı, ben amımla yarrağının üzerine oturduktan sonra kalçalarımı geriye doğru çıkardım. O sırada göğüslerim Kemal’in göğsüne yapışmıştı. Nazmi de arkama geçerek, yarrağını göt deliğime ayarladı. Amıma kalın yarrak girdiğinden, göt deliğim darlaşmıştı. Nazmi tükrükledikten sonra yüklenmeye başladı. Önce kafası, sonrada gövdesi tamamen girmişti. Ağzımdan boğuk bir, “Ahhhhh!” sesi çıkmıştı. Birkaç saniye bekledikten sonra yavaş yavaş girip çıkmaya başladılar. Tarifi imkansız bir his yaşıyordum. Hem zorlanıyordum hemde beğeni alıyordum.
Yarım saate yakın süren bu sikişten sonra boşalıp kalktığımızda, üçümüz de terden sırılsıklam olmuştuk. Götümün deliğinin iri olduğunu hissediyordum. Delik kapanmıyordu, deliğin ağzındaki kaslar çalışmıyordu. Döller yerlere akmasın diye, bir elimle amımı, öbür elimle de götümün deliğini kapatıp tuvalete koştum. Klozete oturduğumda, ‘Çar çur’ sesleri eşliğinde içimdeki döller dışarı fışkırıyordu. Sonra götümü yıkarken bir şeyi farkettim, zorlasam götüme beş parmağım, hatta kolum bile girebilirdi. Kıçım mahvolmuştu. O anda tek düşündüğüm şey, (Umarım kocam birkaç gün bana yanaşmaz!) idi.
Üçümüz de duş alıp temizlendik. Saat 15:00’e geliyordu. Bu çocukların gelme saatiydi. “Benim gitmem lazım, inanın geç kaldım!” dediğimde, Nazmi, “Tamam aşkım, derhal çıkıyoruz!” dedi. Giyinirken, Kemal, “Eğer yine yapmak istersen, biz buradayız!” dedi. Kemal’in boynuna sarılıp dudaklarından öperek, “Tamam aşkım! Siz isteyin ben gelirim!” dedim. Kemal Nazmi’ye, “Bir isteği olursa karşıla, tamam mı? Nesrin’le daha fazla zevkler yaşayacağız!” dedi. Nazmi de, “Tamam Kemal, merak etme!” dedi. Üstümü başımı düzeltip, Nazmi ile çıktık. Evime yakın bir yere bırakmak için arabasıyla götürürken, 500 TL de nakit vermişti. Öyle doymuştum ki, bir ay yarrak yemesem de olurdu. Üstüne de nakit vermesi güzel olmuştu. Zaten, oldum mümkün paraya dayanamam, kim verse alırım…
BÖLÜM 8
Nazmi beni bırakmak için Cevizli’ye doğru yol alırken, “Nesrin bana kızmadın değil mi?” dedi. Bunu sebep söylediğini anlamadığım için, “Neden ki?” dedim. “Ya anla işte, seni Kemal’e siktirdim ya, ondan!” dedi. Bir an yaşananları düşündüm. Sonra kocam aklıma geldi, aralarında okadar ayrım vardı ki! Nazmi ile Kemal sanki seks için yaratılmıştı. Kocamı aldatmaya ilk karar verdiğimde, bu kadarını yaşayacağımı asla düşünmemiştim. Bu arada semt pazarına yaklaşmıştık, “Artık bunun önemi yok, olan olmuş bir kere, ben burda ineyim!” dedim. Tam ineceğim anda başımdan tutarak kendine çekti, koca dudaklarıyla dudaklarıma yapıştı. Bir müddet öptükten sonra, “Aşkım, umarım yine görüşürüz!” dedi. Saatlerce sikildiğim halde amımın sulandığını hissettim, “Umarım!” dedim arabadan indim. Başım önde yürümeye başladığımda, Nazmi çoktan uzaklaşmıştı.
Yürüyüşüme dikkat ederek pazarın içine girdim. Birkaç kilo domates ve salatalık, biraz da meyve aldım. Komşularımın dikkatini çekmemen gerekiyordu. Evin kapısına geldiğimde, komşum Bahar’la karşılaştım. Bahar, “Nesrin abla nerelerdesin? Bir gittin, gider oldun!” dedi. “Eski komşularla, sohbet, çay, pasta börek derken, bu saati yaptık işte. Kalkmak istedimse de bırakmadılar…” dedim. Bahar’la biraz ayaküstü sohbet ettikten sonra, “Görüşürüz…” diyerek içeri girdim.
Çocuklar henüz gelmemişti. Üzerimi değiştirmek için döşek odasına girdim. Üzerimi çıkardıktan sonra aynada vücuduma baktım. Saatlerce sikiştiğim halde morarma olmaması içimi rahatlatmıştı. Az da olsa, baldırlarımın iç kısmı, sürtünmeden kızarmıştı. Amımın ve art deliğimin durumu hiçte iç açıcı değildi. Am dudaklarım şişmiş, morarmıştı. Hele göt deliğim perişan haldeydi. Kalçalarımı kıstırdığımda bile tam kapanmıyordu. Bunu için tedbirli olup, birkaç gün kocamdan ırak kalmam gerekiyordu. Öyle de yaptım, rahatsız olduğumu söyleyip, birkaç gün kocamla ilişkiye girmedim. Doğrusu bu aldatmayı da atlatmıştım…
O günden sonra, Nazmi ile ayda 1 yada 2 kez buluşmaya devam ettim. Bu böyle nerdeyse bir yıldır sürüyordu. Bu vakit zarfında yaşadıklarım, gerçekten inanılmaz şeylerdi. Nazmi ve Kemal için artık öbek sekste vazgeçilmez biriydim. Genelde ikisiyle sikişiyordum, ama kimi bir arkadaşlarını daha çağırıyorlardı, ozaman üç erkekle öbek yapıyordum. Her seferinde aldığım zevkin yanında, mutlaka nakit da veriyorlardı. şahıs sayısına göre, 500 ile 1.000 TL arasında değişiyordu bu rakam.
Yine bir keresinde Nazmi ile buluştuğumda, herzamanki gibi günlerden Salı idi. Arabasıyla beni Kordonboyu’ndaki daireye götürürken, bana, “Aşkım, evde iki misafirimiz daha var, ruhsat verirsen seninle öbek seks yapmak istiyorlar! Ne dersin?” dedi. Rengimin attığını görünce, “İnan bana ikisi de fazla cömerttir. İyi muamele edersen karşılılğını fazlasıyla alırsın!” dedi. “Ama aşkım…” dedim. “Aması maması yok aşkım! Senin gibi kadınlara hasta bunlar!” dedi. (Senin gibi derken, türban takan, kapalılardan bahsetmişti). Böyle olduğum için kendimi şanslı hissediyordum. Türbanlı olmam, adamları daha fazla azdırıyordu. Zevkin yanında nakit da kazanıyordum. Ogün Kemal yoktu, Nazmi ve iki misafiriyle saatlerce sikiştim. İkisi sırasıyla, amdan ve götten, sonra ikisi aynı anda deliklerime sokarak, uzun süre devam etmişlerdi. Bu vakit zarfında 4 kez amıma, 3 kezde götüme boşalmışlardı. Doğrusu bundan ben de aka beğeni alıyordum. Aynı anda hem götten, hemde amdan sikilmek fazla güzeldi. Bu şekilde sikilmek bana sayısız orgazmlar, boşalmalar sağlıyordu.
İşimiz bittiğinde, ikisi de, “Harikasınız Nesrin hanım!” diyerek, birçok iltifatta bulunmuşlardı. Duşlarımızı aldıktan sonra giyindik. Nazmi’nin dediği gibi, ikisi de fazla eli açık davranmış, 2.000 TL vermişlerdi. Bütün bu sikişmelerin yanında, paranın tadı bir başkaydı. Paraları sütyenimin içine koyarken inanılmaz mutluydum. Adamlar bizden evvel çıktılar, daha sonra Nazmi ile ben çıktık…
Nazmi beni herzamanki gibi aynı yerde indirdikten sonra eve doğru yürüdüm. Binanın önüne gelmiştim ki, “Nesrin abla! Nesrin ablaaa!” diye sesle dönüp baktığımda, sokakta Bahar’ı gördüm. “Bekle abla!” dedi, birkaç dakikada yanıma gelmişti. Yüzüme anlamlı anlamlı baktıktan sonra, “Nerden böyle?” dedi. Kahvaltı için komşulara gittiğimi söyledimse de inanmış görünmüyordu. “Anladım anladım! Birazdan sana geleceğim, çay koy da laflarız!” dedi. İstemeyerek, “Olur, beklerim!” dedim. Bahar’ın bakışlarında değişik bir anlatım olduğunu sezmiştim.
Eve girdiğimde saat 15:00’e geliyordu. Çay demlemek için ocağa su koydum. Bu arada Bahar’dan bahsetmek istiyorum. Aynı binada oturuyoruz. Bahar, evli, bir çocuğu olan, 25 yaşında, minyon tipli, yaşından genç gösteren bir kadın. Durumları iyi olmasa da, kocasının kahvehanesinden gelen gelirle geçinip gidiyorlar. Beraber olduğumuz anlarda, bel altı konulardan bahsetmeden duramaz. Detaylı anlatmaz, ama derhal derhal her akşam kocasıyla sikiştiğini söylerdi. Bir gün ablasına gittiğimizde, ağda olurken vücudunun güzelliğini kıskanmıştım. Bacaklarını ağda ederken üzerinde sadece külot vardı. Çocuk doğurduğu halde vücudunda çatlak bile yoktu. Vakit vakit açılan bacaklarının arasına bakınca amını merak ediyordum. Külotun altında, sanki am namına hiçbir şey yoktu. Bacaklarının arası tahta gibiydi. Bütün bunları kendi vücuduma göre değerlendirmiştim.
Çay demini almış, Bahar’ı bekliyordum. 15-20 dakika geçmişti ki, Bahar geldi, gülümseyerek, “Selam güzelim!” dedi. “Hoş geldin Bahar!” dedim ve sarılıp öpüştükten sonra mutfağa geçtik. Çaylarımızı yudumlarken, Bahar, “Anlatsana abla, bugün neler yaptın?” dedi. “Ne anlatayım ki, bildiğin şeyler işte…” dedim. Bahar, “Bildiğimi sanmıyorum, anlat da bilelim!” dedi. Bahar birşeyler ima ediyordu, ama ne, anlamamıştım. “Komşularla, çay içip pasta yedik. Sonra da dedikodu yaptık işte!” dedim. Bahar, “Nesrin ablaaaa! Sabahları giderken makyajli iken, dönüşte, banyo yapmış gibi hiç makyaj yok! Ne iş?” dedi. Bir an sessizlik oldu. “Ne demek istiyorsun Bahar?” dedim. Bahar ısrarla, “Nesrin ablaaaa! Hadi anlat!” dedi. “Neyi anlatacağım? Anlatacak ne var ki?” dedim. Bahar, “Anlaşıldı anlaşıldı! Demek benden gizliyorsun! Ben senin en iyi arkadaşın değilmiyim?” dedi. “Evet öylesin!” dedim. “Ozaman anlat!” dedi. “Ya bahar! Ne anlatmamı istiyorsun ki?” dedim. “Bak abla, kocanı aldattığını biliyorum!” dediğinde sinirlenmiştim. Sesimi yükselterek, “Sen ne demek istiyorsun Bahar?” dedim.
“Bak ablacığım! Amacım seni kırmak yada rezil etmek değil! Asla böyle bir şey yapmam! Sadece bilmek istiyorum! Çocuğumun üzerine ant ederim ki, sadece ikimizin arasında kalacak. Hadi anlat! Kimdi o ak BMW’li adam?” dediğinde, yalanla bir yere varamayacağımı anladım. Kimseye söylemeyeceğine dair muhtelif yeminler ettirdikten sonra, ilk günden itibaren yaşadıklarımı bir bir anlatmaya başladım. Önce, Nazmi ile nasıl tanıştığımı, buluşup neler yaptığımızı anlattım. Bahar kendinden geçmiş dinliyordu, vakit zaman, “O kadar aka yarraktan korkmadın mı abla? Beğeni veriyor muydu?” diye araya giriyordu. Ben de, “Bak Bahar, 20 yıldır sikildiğimi sanıyordum, Nazmi ile tanıştıktan sonra sikilmenin ne demek olduğunu öğrendim. Yarrağını görsen varya, hem kalın hemde uzun, tam 23 santim! Sikmeye başladığında en az yarım saat devam ediyor. Sabah saat 10 gibi sikişmeye başlıyoruz, en az 4-5 saat sürüyor. Eve geldiğimde yorgunluktan hasta numarasına yatıyorum…” dedim.
Bahar, “Gerçekten o kadar sürüyor mu?” deyince, “Eveeeett!!!” dedim. Ben anlattıkça Bahar zevke geliyordu. Sol eliyle çay içerken, sağ eli masanın altındaydı ve amını elliyordu. Bu hoşuma gitmişti. Nazmi ile sikişmelerimizi, bilhassa Bahar’ı kudurtmak için, en ince ayrıntısına kadar anlatırken, Bahar’ın rengi değişmeye başlamıştı. Olduğu yerde sağa sola kıvrandığı anda, “Ihhhhh! Immmmhh! Anlat! Anlat abla! Ohhhhhh! Çok güzeeell! Harikaa!” diye mırıldanırken, boşaldığını anladım. Gülerek, “Ne oldu kız? Yarrağı yiyen ben, boşalan sen! Bu nasıl iş?” dedim. Bahar da, “Sus abla! Dayanamadım işte!” dedi.
Bahar rahatladıktan sonra, “Peki o kadar aka yarrak götüne girince acımadı mı?” diye sordu. “Kocam da göttten yapıyordu, ama erken boşaldığı için hoşuma gitmiyordu. Nazmi kayganlaştırıcı krem kullandığı halde, başta fazla acımıştı, daha sonra yavaş hareketlerle uzun süre devam etti. Bir müddet sonra alışıyorsun. Kız inan bana, alıştıktan sonra götten sikişmek fazla zevkli oluyor!” dedim. Bahar hemen, “Peki bugün de götten yaptınız mı?” diye sordu. “Herhalde kız! Tam 3 kez sikti boşaldı götüme! Deliğim folluk oldu!” dedim. Bahar, “İçine mi boşaldı?” dedi. “Evet içine!” dedim. Bütün bunları anlatırken, diğerlerinden hiç bahsetmiyordum, sadece Nazmi sikmiş gibi anlatıyordum. Bahar okadar merakla, ilgiyle ve heyecanla dinliyordu ki, bu işin içine Bahar’ı da sokmam gerektiği düşüncesi belirdi kafamda, şayet tava gelip o da sikişmek isterse, benim için her bakımdan daha iyi olacaktı. O anda kafamdan bunlar geçerken, Bahar, “Arka deliğini folluk ettiğini söylüyorsun, ne halde olduğunu merak ettim şimdi abla, doğrusu görmek isterdim!” dedi.
Sanırım Bahar tava geliyordu, ne yapıp edip Bahar’ı bu işin içine iç etmem gerekiyordu. “Gerçekten görmek istiyormusun?” dedim. Bahar, “Hadi göster, göster!” dedi. “Gösteririm, ama bir şartla!” dedim. “Söyle abla!” dedi. “Sen de bana amını göstereceksin! Anlaştık mı?” dedim. Bahar kahkaha atarak, “Tamam abla, gösteriyorum!” diyerek yerinden kalktı, sonra eteğini yukarı çekti. Bacakları fazla güzeldi. Sütün gibi bembeyaz bacakları vardı. Külotunu çıkarırken bacaklarının arasının sular sellerle kaplamış olduğunu farkettim. Külotun ağı tamamen ıslaktı, “Demin boşaldım ya, ondan ıslak…” diye izah gereği duymuştu. Yanıma yaklaşarak, “Bak bakalım beğenecekmisin amımı?” dedi ve eteğininin fermuarını açıp, eteği topuklarına indirdi, sonra bacaklarını araladı. Amı traşlı olduğu için parlıyordu. İnce bir çizgiyle ortadan ikiye ayrılmış gibi duran amı, önden fazla güzel görünüyordu. Doğrusu tam yalamalıktı. Yalamak isterdim, ama şimdi sırası değildi.
“Arkanı dön kız!” deyip domaltarak arkadan görünüşüne baktım. Yuvarlak ufak kalçaları vardı. Götünün deliği varla yok arası birşeydi, anlaşılmıyordu bile. Arkadan da amı fazla güzel görünüyordu. Tahta sandığım am, muhteşemdi, ufak dudaklarının diriliği ile, 16 yaşında bakire bir kız amcığı gibiydi. Sezaryanla doğum yaptığından amının deliği fazla dar gözüküyordu. Biraz daha baktıktan sonra, Bahar, “Bu kadar yeter! Şimdi dizi sende!” dedi. Eteğini yukarı çektikten sonra bana bakıyordu, “Hadiiii!” dedi. Önce eşofmanımın altını, sonra da külotumu indirdim. Bakması için domaldım. Elleriyle kalçalarımı gerdi ve “Abla bu neee? Iri ağzı var! İçi bile görünüyor! Halen kapanmamış olduğuna göre, adamınki gerçekten fazla kalınmış!” dedi. Tam o sırada kapının zili çaldı. Toparlanıp üzerimizi düzelttik. Bahar külotunu koynuna gizlerken, ben kapıyı açtım. Çocuklar okuldan dönmüştü.
Bahar, “Çocuğu kaynanama bırakmıştım, ben daha sonra gelirim!” dedi. Tamam anlamında başımı salladım ve kapıdan uğurladım. Aradan bir saat kadar geçmişti. Benim çocukların dışarda oynadığını görünce, Bahar yine geldi. İçeriye geçip oturduktan sonra sohbet etmeye başladık. Bahar konuyu her seferinde Nazmi’nin yarrağına getiriyordu. Tamamının içime girip girmediğini merak ediyordu. Ben de, “İlk soktuğunda, amımın ağzı yırtılacak gibi oluyor, ama daha sonra alışıyorum! Uzunluğuna gelince, amımın derinliği, Nazmi’nin yarağına birkaç santim ufak geliyor!” dedim. O sırada Bahar, “İnanmıyorum yaa! Öyle kol gibi yarrak masallarda olur sanıyordum!” dediğinde gülüşmüştük. Daha sonra, Nazmi’nin götten nasıl siktiğini detaylı olarak anlattım. Bahar’a kocasının kendisini götten sikip sikmediğini sorduğumda, “Hayır, hiç yapmadı!” dedi. Doğru söylediğine inanıyordum, zaten birkaç saat evvel Bahar’ın götünü kendi gözlerimle görmüştüm. Deliğin kahverenkli ağzı anlaşılmıyordu bile. Tabiri caizse, götü sıfır kilometreydi…
Konu, götten sikişmek olduğu için, aldığım zevki abartarak anlatıyordum. “Bak Bahar, art delik dar olduğu için çoğu erkek fazla dayanamaz, ama Nazmi fazla farklı biri, adam boşalmak bilmiyor ki! Alışana kadar biraz acıyor, ama daha sonra inanılmaz beğeni alıyorsun! Sana ant ederim, Nazmi beni götten sikerken, 2-3 kez amdan orgazm olup boşalıyorum!” dedim. Bahar dikkatle beni dinliyordu ki, birden, “Yeter abla! Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun? Nazmi’ye söyle de beni de siksin! O koman yarrağını bana da soksunnn!” dedi. Ben Bahar’ı daha da kudurtmak ve heveslendirmek için, “Hele bir am yalaması var ki, mmmhhhh süper! Amının dudaklarını vantuz gibi emiyor, dilini içine sokuyor, boşaltana kadar yalıyor!” dediğimde, Bahar külotunu çoktan çıkarmış, karşımda klitorisiyle oynayarak, “Devam et, anlat! Boşalt beni abla! Boşalmak istiyoruummm!” diye yalvarıyordu. Zaten, benim de istediğim, Bahar’ın bu hale gelmesiydi. Ama, (Boşalt beni!) derken, sanki amını yalamamı ister gibi bacaklarını açmıştı…
Amı pamuk gibi pürüzsüz, bembeyazdı. “Yalamamı mı istiyorsun kız?” dediğimde, “Evet! Yalaaa! Amımı yalaaaa! Hadi lütfeeenn! Yala, boşalt beni!” diye yalvarmaya devam etti. Başımdan böyle bir vaka geçmediği için şaşkındım. Ama tava getirmek için yapmak zorundaydıım. Yanına, ayaklarının dibine oturdum, bacaklarını okşamaya başladım. Bahar kendinden geçmiş gibiydi. Teni öylesine pürüzsüz, öylesine yumuşaktı ki, dokunmak hoşuma gidiyordu. Bcaklarını bir müddet okşadıktan sonra, amına dokundum. Benimkine nazaran, am dudakları fazla daha canlı ve sertti. Amını avuçlayarak okşamaya başladım. Amından sıvılar sızarken, elim sabun gibi kayıyordu. Bahar kendinden geçmiş halde, “Ihhh! Mmmmhh!” diye inliyordu. Her an boşalabilirdi, ama daha boşalmasını istemiyordum. Ayağa kalkıp, Bahar’ın vücudunu koltuğun kenarına çektim. Sonra başımı bacaklarının arasına soktum. Amının sıcaklığı yüzüme vurmuştu. Bacaklarının arası ateş gibi yanıyordu. Hele kokusu beni bile kudurtmuştu…
Dudaklarımı yavaşça amına dokundurdum, öpüp koklamaya başladım. Sanki birisiyle öpüşüyormuşum gibi am dudaklarını emmeye başladım. Başkasının bana yapmasını istediğim şeyleri Bahar’a yapıyordum. Küçüçük am dudaklarını gerdim, içini yalarken Bahar’ın inlemeleri de artmıştı. Parmağımla klitorisini okşarken, hızlı hızlı amını yalamaya devam ettim. İnlemelerinden boşalmak üzere olduğunu sezdim. Ben de boşalmak istiyordum, öbür elimi de kendi küloduma soktum ve amımı okşamaya, parmaklamaya başladım. Bahar’ın inlemeleri arttıkça, ben de aynı durumdaydım. Tam o anda kapı zili çaldı. Bahar, “Sakın kalkmaaa! Devam et! Devam et abla! Geliyorum! Geliyoruuuumm! Ohhhhhhh!” diye inlerken, aynı anda ben de boşalıyordum. Boşalırken, Bahar’ın amının ufak dudaklarını koparırcasına emiyordum. Kapının zili birkaç kez daha çalmaya devam etmişti. Bahar’a, “Bağırma kız, duyacaklar!” diyerek sessiz olması söyledim. Birkaç saniye sonra ikimiz de boşalıp rahatlamıştık.
Ağzım, burnum, yüzüm, Bahar’ın am suyuyla kaplanmıştı. “Kalk kız, üstünü başını düzelt!” dedikten sonra banyoya koştuk. Yüzümüzü gözümüzü yıkayıp kuruladıktan sonra, birşey yokmuş gibi gittim kapıyı açtım. Benim ufak oğlan su içmek için gelmişti. Biraz kızgın edayla, “Oğlum, tuvalette bile rahat bırakmıyorsunuz!” diyerek, yalandan da olsa bağırdım. Oğlan su içip yine dışarı oynamaya çıkınca, Bahar da, “Kaynanam mızmızlanmaya başlamadan ben de gideyim abla!” diyerek evine gitti. Giderken yüzüme bile bakamamıştı. Ama Bahar’ın, (Nazmi’ye söyle, beni de siksin!) lafı aklımda yer etmişti. İçimden gülerek, (Bu iş tamam!) dedim…
Telefonda boşalmak ister misin? Derhal ara aşkım : 00353 515 737 08